KabakKoyu Mandala Camping, Turkey: See 33 traveler reviews, 27 candid photos, and great deals for Kabak Koyu Mandala Camping, ranked #12 of 19 specialty lodging in Turkey and rated 4 of 5 at Tripadvisor. İniş yolunda bulunan ipler dik iniş yolunda yardımcı olmaktadır. 6 km sonra Kabak Koyu’na ve 3 km hafif bir rampadan sonra inişe geçilerek Kozağaç Köyü’ne gelinmektedir. Kabak Koyu’ndan sonra Alınca’ya kadar olan mesafe 15 km dik bir yokuştur.7,5 km ilerleyince Sidyma Antik Kenti’ne, 8 km sonra da Yediburunlar’a Likya Yolu 1. Gün – 14 KM (Ovacık, Kozağaç, Kirme, Faralya) Likya Yolu 2. Gün – 7 KM (Faralya, Kabak Koyu) Likya Yolu 3. Gün – 14 KM (Kabak Koyu, Alınca, Boğaziçi) Likya Yolu 4.Gün – 12 KM (Boğaziçi, Sidyma, Bel, Belceğiz) Likya Yolu 5.Gün – 14 KM (Belceğiz, Gavurağılı, Pydnai, Letoon) Likya Yolu 02 / Faralya / Aktaş Sahili / Kabak koyu / Hisar Hiking trail in Hisar, Muğla (Türkiye). Download its GPS track and follow the route on a map. Record your own itinerary from the Wikiloc app, upload the trail and share it with the community. Geceyağan yağmur öğle saatlerine kadar yağmaya devam ederken hava birden açtı. Elimdeki hava durumu programına göre hava akşam 7'ye kadar yağacak diyor ama RouteLikya Yolu/Lycian Way - Kabak Köyü - CENNET koyu - Kabak, Muğla (Türkiye) Dünyanın koruma altına alınan 100 dağı arasında yer alan Babadağ’ın eteklerinde, endemik bitki çeşitliliği, yaban hayatı ve 200 metrelik koyuyla, özellikle genç seyahat severlerin tercih ettiği Kabak Koyu, Fethiye merkeze 33 km uzaklıkta. Türkiye’de ender rastlanan bir jeolojik yapıya lSWy. Kayaköy – Ölüdeniz – Ovacık – Faralya – Kabak – Alınca ParkuruLikya yolunu yürümek demek;dik yamaçların kıyısından, ormanların arasından, alçalıp yükselen kayaların üzerinden ilerlerken, doğanın kucağına dönmek demek,çam, kekik, melisa, defne, denizin iyot kokularını içinize çekmek demek,yer çekimine aykırı bir azimle dimdik kayaların ucuna tünemiş çamlara hayretler içinde bakmak demek,kuş cıvıltıları, arı vızıltıları, pembe siklamen ve zambaklar, turuncu kelebekler, çıngıraklı koyunlar, keçiler, inekler, tavuklar, horozlar, kaplumbağalarin size eşlik etmesi demek,hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkan nefes kesici manzaralar karşında huşu ile dolmak demek…içinde bulunduğunuz yılı hatta yüzyılı unutup, doğanın zamansızlığına geçmek demek…Doğayla uyum içerisinde yaşayan atalarımız ve köklerimiz gibi tabiatla bütünleşmek demek…Sanki zaman hiç geçmemiş gibi toprak ananın sizi sarıp sarmalasına izin vermek demek…Yürüyüş Deneyimi… Ruhumu ve kalbimi dinlediğim doğa yürüyüşleri benim için her zaman bir terapidir. Pandemi sürecinde yürüdüğüm 1447 kilometre sonrası yolda olmak ile ilgili hislerimi yazdığım yazımda özellikle dağlara, tepelere tırmanın, nasıl bakış açımı değiştirdiğini, ve parçaları değil bütünü ayaklar altına serdiğini fark ettiğimi yazmıştım. Yürüyüşün nasıl Şimdi ve burada’nın gözlemcisi ve şahidi olmama imkan tanıdığını ve zihnimdeki kaosa rağmen yürüyüşün kendisi olmak gibi bir duygu yaşadığımı 2020’de Likya Yolunun Batı kısmının ilk 50 kilometresini yürürken, yürümenin nasıl bir özgürlük olduğunu tüm ruhum ile derinden Yolunda İlk 50 Kilometre DeneyimimizBu yazımda ilk Likya yürüyüşümüz olan Kayaköy – Ölüdeniz – Ovacık – Faralya – Kabak – Alınca parkurundaki 50 kilometrelik yürüyüş deneyimlerimi ve önerilerimi kilometrelik II. Batı Likya yürüyüşümüz olan Alınca – Ge – Sidyma – Bel – Gavurağlı parkurunda deneyim ve önerilerimizi yazımdan Likya yürüyüş yolunda, 65 kilometrelik Çıralı – Maden – Yanartaş – Adrasan – Gelidonya Feneri – Karaöz – Beycik – Tahtalı Zirve – Olympos ve Phaselis Antik Kentleri yürüyüş deneyimimiz için yazımı Likya yürüyüşümüze Batı Likya yolundan başladık. Tek bir oteli kendimize merkez olarak alıp, günlük başlangıç ve varış noktalarımızdan transfer hizmeti almayı tercih ettik. Bukla Tur’un sahibi Okan Yenigün’ün tavsiyesi üzerine Faralya köyündeki Montenegro Motel’de konakladık. Otelin sahibi, doğma büyüme Faralya’lı olan Bayram Karadağ bize hem rotaları belirlememizde, kendi başımıza yürümek için telefonlarımızdaki aplikasyonlarda patikaları işaretlemede ve transferlerimizde inanılmaz destek oldu. Mütevazi ve çok sade bir pansiyon gibi olan Montenegro tam bir aile işletmesi. Biz lüks bir otel yerine Likya Yolu ruhuna uygun, sportmen ve sıcak bir konaklamayı tercih ettik. Elvan’ın elinden çıkan nefis kahvaltılar ve akşam yemekleri yürüyüşlerimize başlarken ve günün sonunda en büyük ödülümüz oldu. Bayram’ın yeğeni Hakan ise bizi kimi zaman başlangıç kimi zaman dönüşlerimizde güvenle taşıdı. Tüm aile hem köye hem de civara hakim olduğu için çok yardım aldık. Likya yolunun 500 kilometresinin tamamını ve de Batı bölümünü defalarca yürümüş olan Bayram’dan öyle güzel hikayeler dinledik ki, yürüyüşlerimizin yanı sıra otelde geçirdiğimiz zaman sanki bizim için Likya deneyimimizi bütünleyici Likya Yolu ve alternatif rotaları izleyerek 4 günde toplam 50 kilometreyi tamamladık. Orjinalinde 5 gün için planladığımız rotayı son gün beklenen yağış sebebi ile diğer günlere bölüştürdük. İlk gün 9, ikinci gün 19, ertesi gün 12, son gün de 10 kilometre Kayaköy – Ölüdeniz Rotası 9 kmgün Ovacık – Kozağaç – Kirme – Faralya Rotası 16 km + 3 km Kıdrakgün Alınca – Kabak Rotası 8km + 4 km Kabak Sahilgün Kabak – Aktaş – Kelebekler Vadisi – Faralya Rotası 10 kmBizim tecrübemize göre eğer kondisyonunuz iyi ise hem bedenen çok yorgun hissetmemek hem de süre olarak sağlıklı olan günde 9-12 kilometre yürümek. Kayaköy – Ölüdeniz Rotası 9 kmİlk Gün 9 Kilometrelik bir yürüyüş yaptık. Kayaköy gerçekten görülmeye değer çok etkileyici bir tarihi Rum yamaçlarına inşaa edilmiş yaklaşık 5000 adet taş evlerin hepsi mübadele dönemi terk edilmiş, çoğu harabeye dönmüş ve şimdi adeta bir hayalet köy’.Bir zamanlar ne kadar ihtişamlı bir kasaba olduğunu 19. yyda inşaa edilmiş görkemli Taksiyarhis Kilisesi’ni ve tepeye konuşlanmış kalesini ziyaret ettiğinizde gözünüzün önünde köyün neden terkedilmiş olduğunu sorduğumuzda, mübadele dönemi giden Rum sayısının gelen Türk sayısından fazla olduğunu ve bazı Rum yerleşkelerinin boş kaldığını öğreniyoruz. Kayaköy gibi manzaralara nazır nefis bir köyün boş kalması gerçekten insanın içini hüzünle içlerinde büyümüş ağaçlar, bitkiler ve çiçekler ile sanki bir şekilde yaşamaya devam etmeye çalışıyor tepelere tırmanan sokaklarını, kilise ve kalesini gezmek 30-45 dakika Kayaköy – Ölüdeniz rotasını izliyoruz. Aslında Likya Yolu kırmızı beyaz işaretli Kayaköy – Ovacık rotasını gösteriyor. Ancak biz manzaralara nazır yürümek istediğimiz için kırmızı-sarı işaretli 6 kilometrelik alternatif rotayı izliyoruz. Aslında çok daha dik ve zorlu rotalar yürüdük Likya Yolunda, ancak Kayaköy’ün eğri büğrü taşları arasında tırmanırken özellikle de inerken daha çok zorlandıkTaksiyarhis Kilisesinden devam edip, yüzlerce yıllık taş binaların arasından köyün yukarılarına doğru tırmanıyoruz, köyün bitiminden sonra kayalık ve makilik bir alandan geçip çam ormanlarının arasına dalıyoruz. Germen Dağlar’ının batı yamacındaki düzlükten sonra bir süre ağaçların gölgeleri altında yürüyoruz. Önce denizin esintisi yüzümüze çalınıyor, tarihi sarnıcı geçer geçmez, nefis bir manzara karşımıza çıkıveriyor. Soğuksu Koyu, Gemiler Adası ve Akdeniz’in üzerinde parlayan güneş ayaklarımızın altında. Manzaraları içimize çekmek için ufak bir mola veriyoruz. Ardından yer yer taş döşeli antik patikayı takip ederek çam ve sandal ağaçları arasından yamaçtan iniyoruz. Bu sefer de nefis bir Ölüdeniz manzarası bizi seyrede seyrede dik bir iniş ile önce toprak yola ardından da Ölüdeniz’in sonundaki asfalta ulaşıyoruz. Buradan 3 kilometre daha Ölüdeniz plajının sonuna kadar yürüyüp denize güneşin batışını Hakan bizi aracı ile alıp Faralya’daki otelimize getiriyor. Bugünkü 9 kilometrelik rotamız toplam 3 saat sürdü net yürüyüşümüz 2 saat + fotoğraf, dinlenme ve Kayaköy ziyaret molalarımız 1 saat. İlk gün yoldan geldiğimiz ve sadece yarım günümüz olduğu için ideal bir rota – Kozağaç – Kirme – Faralya Rotası 16 km + 3 km KıdrakOvacık Likya yolunun başlangıcı kabul ediliyor. Hatta altında druup fotoğraf çekebileceğiniz tak şeklinde bir tabela hazırlanmış. Gerçi şimdi birkaç alternatif rota daha eklendiği için Likya yolu daha geriden başlıyor, ancak hala Ovacık herkes tarafından Likya yolu başlangıcı sayılıyor. 16 kilometrelik rotamız için sabah yola koyulduk ve Hakan bizi saat 1000’da Ovacık başlangıç noktasına bıraktı. Önce düz taş bir yoldan, ardından toprak geniş bir yoldan ilerledikten sonra taş basamaklar Babadağ’a tırmanan tarihi patikaya kilometre kadar antik taş yoldan tırmanırken geriye dönüp baktığımızda ayaklarımızın altında uzanan Ölüdeniz manzarası gerçekten büyüleyici idi. Biz tırmandıkça manzaramıza Ölüdeniz’e Kumburnu Plajı ve Bozyiğit Burnu, ardından Gemiler Adası, Ardından Akvaryum koyu ve Darboğaz eklendi ve gittikçe kendimizi kuş gibi hissetmeye başladık. Zaten tam o anda önümüzden Babadağ’dan atlayan paraşütler geçti. Başladığımız noktadan yaklaşık 750 metre yükselip tepeye ulaştığımızda, Ölüdeniz artık küçücük kalmıştı.Aslında Ovacık’a inerken manzaraları daha rahat seyretmek için, bu rotayı Faralya – Ovacık yönünde tam ters şekilde de yapabilirsiniz. Ancak o zaman Faralya’dan çok eken yola çıkmanızda fayda var, güneş tepeden karşıya geçtiğinde hem çok sıcak oluyor, hem de güneşe karşı manzaraları seyretmek daha zorlaşıyor.İki su sarnıcını geçtikten sonra yarı inşaat halinde olan vilların arasından ardından da upuzun çam ağaçları arasından ve nefis Babadağ manzaraları seyrederek Kozağaç Köyü’ne ulaştık. Köyün girişindeki çeşmeden su mataralarımızı doldurduk. Ve Kozağaç köyündeki öğle yemeği durağımız olan Halil’s Cafe’ye girdik. Asmaların altında serin serin oturup, nefis otlu peynirli gözlemelerimizi ballara bana bana yedik, çaylarımızı içtik, bacaklarımızı esnetip bir saate yakın bir moladan sonra yolumuza devam ettik. Köyün içinden taş duvarlar arasından daralarak devam eden patika yol dere yatağına kadar devam etti, dere yatağından karşı tepeye çıkıp 2 kilometre kadar uzaklıktaki Kirme mahallesine ulaştık. Kirme ile Kabak yol ayırımında yer alan Sugar Kafe’de bir çay molası köy evleri ve çamlar arasından önce dere yatağına sonra da Faralya’ya kadar devam eden patikayı izledik. Dik ve taşlık bir patika olan Faralya inişini tamamladıktan sonra Kelebekler Vadisi manzara noktasına Kelebek ve Keyif kafelerinde Kelebekler Vadisi manzarlarına nazır çay molası verdikten sonra daha erken olduğu için Kıdrak plajına gidip orada 3 kilometrelik bir yürüyüş yapıp güneşi denize batırıp Faralya’ya geri kilometre süren, 950 metre yükseldiğimiz 2500 basamağa denk geliyor uzun, biraz yorucu ancak nefis manzaralar eşliğinde çok keyifli bir yürüyüş günü ardından, Montenegro otelin tarhana çorbası, ev yapımı köfte, sigara böreği gibi enfes yemekleri ile kendimizi ödüllendiriyoruz. Alınca – Kabak Rotası 8km + 4 kmDaha 15-20 yıl öncesine kadar – asfalt yol yapılmadan önce – Yediburunlar bölgesindeki köy ve mahallelerin Kabak Koyu’na inmek için kullandıkları bir rota Alınca – Kabak rota tersten yapılır ise uzun süren dik tırmanışlar 750 metre yükseliş içerdiği için, biz Alınca’dan aşağı inmeyi tercih ettik. Hakan bizi Alınca Köyüne bıraktı. Önce biraz Alınca’dan Yediburunlar ve Gey köyü manzarlarını içimize çeke çeke düzlükte dev çam arasından, zaman zaman enfes deniz manzaraları zaman zaman da heybetli dağ manzaraları görerek, kuş cıvıltıları ve kelebeklerin eşliğinde, nefis bir orman ve yamaç yürüyüşü yer heyelan olduğu için kaygan taşların üzerinden geçmemiz gerekti. Ancak çoğunluğu toprak bir patika olduğu için en rahat yürüyüş zemini Kabak Koyu manzaralarına nazır çam gölgeleri altında mis gibi kokuları içimize çekerek yürümek en keyifli parkur kıldı bu köyün üst yerleşimine ulaştık, Kabak koyunun nefis manzaraları gittikçe yaklaşıyordu zik zaklar yaparak Kabak köyüne kilometrelik yürüyüşümüz sonrasında Kabak Misafir Evinin terasında, aşağıda uzanan Kabak Koyu ve solumuzda Cennet Koyu burnunun gerçekten enfes manzarları eşliğinde otlu peynirli gözlemelerimizi afiyetle yedik. Kabak’tan plaja inip deniz kıyısına ulaşıyoruz, biraz yüzdükten sonra geri çıkıyoruz, 4 kilometre daha ardından sevgili Hakan bizi Kabak’tan alıp otelimize geri getirdi. Yine Montenegro Otelde mercimek çorbası, teriyak soslu tavuk gibi lezzetlerin sunulduğu nefis bir akşam yemeği ile kendimizi ödüllendirdik. Kabak – Aktaş – Kelebekler Vadisi – Faralya Rotası 10 kmBir gün önce bıraktığımız yerden devam etmek üzere yola çıkıyoruz ve Hakan bizi Kabak’a bırakıyor. Biz Kabak-Faralya arasında tepelerin içlerinden ilerleyen Likya yolu yerine, denizin hemen kıyısındaki yamaçlardan ilerleyen alternatif rotayı tercih hem denizi daha çok seyretmek hem de Aktaş Plajında denize girmek. Kabak köyünden sağa doğru sarı kırmızı işaretleri izleyerek toprak patikadan yürüyüşümüze mevkiine kadar dimdik kayaların üzerinden deniz doğru uzanan çamların arasından ve seyir teraslarından geçerek nefis deniz manzarları eşliğinde yürüyoruz. Yolumuzda karşımıza çıkan keçiler, çiçek açmış zambaklar ve kelebekler ayrıca yüzümüze gülümsemeler yayan mutluluk kaynakları. Ardından ormanın içlerinde girerek biraz tırmanıyoruz. Daha sonra tekrar alçalışa geçtiğimizde Akburun karşımıza çıkıyor. Denize doğru yatay inen beyaz kaya tabakalarının oluşturduğu bu burun gerçekten çok enteresan bir doğa üzerine kadar inip biraz kayaların üzerinde yürüyoruz. Ardından burnun önündeki koyun yanından ilerleyen yamacı takip ederek bembeyaz kayalıklar ile çevrili Aktaş plajının tepesine aşağı çakıl taşlı plaja inip, mayolarımızı giyip kendimizi tertemiz denizin serinliğine bırakıyoruz. Burada Per Due otelin bir tesis yer alıyor. Birşeyler yiiyp içmek için bir mola çıktıktan sonra parıl parıl parlayan güneşin altında kuruyup yola devam ediyoruz. Önce birkaç tesisin, ardından köy evlerinin arasından, tarlalardan ve ormandan geçen toprak yollardan bir anda karşımıza nefes kesici manzarası ile Kelebekler Vadisi çıkıyor. Kayalara tırmanıp vadinin köşesindeki tepeden kuşbakışı manzarların keyfini çıkarıyoruz. Yola devam ettiğimizde ara ara farklı seyir teraslarından Kelebekler Vadisini başka açılardan görme imkanımız oluyor. Ara ara dar taşlık patikalardan aşağı inip yeniden tırmanarak derin yarları vadisi, denizden 350 metre yüksekliğe ulaşan sarp kayalıkların iki yandan duvar gibi çevrelediği denizden içeri doğru uzanan derin bir vadi. 80 tür kelebeğe ev sahipliği yapan vadi, özellikle Kaplan kelebeği ile meşhur, ve ismini de ondan alıyor. Farayla köyünden vadiye dökülen bir şelale suları sayesinde yemyeşil olan Kelebekler Vadisi, dik kayalıklar ile izole kaldığı için sadece denizden tekne ile veya karadan iniş/tırmanış ile ulaşılabildiği için gizli kalmış bir cennet gibi. Çok dik olan inişi saat sürüyor, ve zaman zaman kaya tırmanışlarındaki gibi, ip ve çelik halatlar ve merdivenler yardımı ile iniyorsunuz. Çıkışı inişe göre daha kolay. Arından Faralya köyünde otelimize Yolumuzun ilk 50 kilometresini tamamladık!Dönüş GünüErtesi gün dönüş yoluna çıkmadan önce son bir kez Kelebekler Vadisini tepeden seyrediyoruz. Yola çıktıktan sonra hemen Dalaman yolu üzerinde Fethiye çıkışında Yanıklar Mevkiinde ışıklı Take Away Coffee tabelası ile Fethiye’nin en iyi kahvecisini buluyoruz Avocado bir kahve içtikten sonra, doğanın içinde harmanlandığımız yürüyüşlerimizin tadı damağımızda, seyrettiğimiz enfes manzaraların hatıraları aklımızda, ve aldığımız bol oksijenin mutluluğu ruhumuzda, Likya Yolunun geriye kalan 480 kilometresinin farklı bölümlerini önümüzdeki yıllarda yürüme hevesi ve heyecanı içimizde, evimize dönüş yoluna çıkıyoruz… Montenegro Motel’in sahibi Bayram Karadağ’ın önerdiği yürüyüş rotaları Batı Likya RotalarıKabak koyu – Cennet Koyu 2-3 saatlik orta zorlukta bir rotaAlınca Gey yönünde doğru Sarnıçın oradan başlayarak Kalabantina koyu, Cenent plajı ve Kabak Plajına ilerleyen orta zorluktaki rota 4-5 saatlik bir rotaSidimadan – Bel rotası – 3 saatlik zorlu bir rotaOrta Likya RotalarıKalkan – Bezirgan rotasıÇukurbağ – Kaş inişiKaş – Limanağzı yürüyüşüBoğazcık Appolonia – Aperlai üzerinden Kekova yürüyüşüKekova – Simena kalesi yürüyüşüKelova Batık ŞehriHoyran köyünden Kekovaya Likya yolu alternatifKonaklama için Kaş’ta Hideaway ve Kekova’da Kale PansiyonDoğu Likya RotalarıKaraöz – Gelidonya Feneri yürüyüşüOlimpos – Çıralı Yanar Taş yürüyüşüTahtalı Dağı tırmanışı kondisyon ve zamanlama önemli Likya Yolu HakkındaLikya Yolu, MÖ 3000’li yıllarda Akdeniz kıyılarında Teke yarımadasında yaşamış, Işık Ülkesi’ anlamına gelen Likya uygarlığının halkının yerleşimlerini birbirine bağlayan yollara verilen binlerce yıl önce açtığı tahmin edilen patikalar, hem yük hayvanları ile ticaret amaçlı taşıma hem de ulaşım amaçlı kullandığı biliniyor. Likyalıların ardından Akdeniz kıyılarında yaşıyan birçok halkın, yeni araç yolları yapılsa bile, su kaynaklarına ulaşmak, sahillere inmek veya bir kasabadan diğerine gitmek için yolları kullandığı patikalar kilometrelik patikaları ile Likya yolu Türkiye’nin en uzun yürüyüş parkuru. İngiliz yazar ve tarihçi Kate Clow, uzun yıllar süren yürüyüşleri, araştırma ve çalışmaları sonucu, 1999 yılında Likya Yolu’nu Türk turizimine kazandırmış. Zaman içerisinde eklenen patikalar ile bugün Fethiye Telmessos Kaya Mezarlarından başlayan yürüyüş yolu, Antalya’nın Geyikbayırı yerleşiminde sonlanıyor. Farklı bölgelerde farklı renklerde işaretlenmiş Likya yolu, el değmemiş ormanlardan, ulaşımın olmadığı bakir koylardan, dağ yamaçlarından, küçücük köylerden, ve antik kentlerden geçerek inanılmaz güzellikte bir doğa ve tarih yolculuğu yaşatıyor. Resmi olan 530 kilometrelik yolun yanı sıra, sahillerde veya orman içlerinde yerel halkın kullandığı alternatif rotaları ve muhteşem manzara noktalarını da ekleyip yürüyüşlerinizi yürüyüşü tutkunları için gerçek bir cevher olan Likya Yolu’nu, aslında biz Türklerden çok dünyanın dört bir köşesinden gelen yabancı turistler yürüyor. Dünyanın en iyi 10 yürüyüş parkuru arasında sayılan Likya yolunu bizlerin de keşfetme vakti geldi Yolunun BereketiKimbilir kimler geçti bu patikalardan binlerce yıldır, neler neler taşındı, hangi karşılaşmalara, hangi kavuşmalara şahit oldu…Bereketli toprakları, bol su kaynakları, dereleri, sulak alanları, yemyeşil ağaçları, canlı flora ve faunası ile bu kıyılarda medeniyetlerin serpilmesine şaşırmıyor insan. Bu yüzden Likya yolu birçok antik kenti birbirine dönemdeki depremlerin tahribatı sonucu sahillerdeki şehirler sular altında kalsa bile, yol üzerindeki antik kalıntılar sayesinde sanki bir arkeoloji açık hava müzesinde yürürüyormuşsunuz gibi yükselirken bitki örtüsünün zeytin ve kızıl çamların, karaçam, sedir ve ardıça dönüşmesine şahit olmak, tüm yıl boyu uçuşan kelebekler ile sarmalanmak öyle eşsiz bir deneyim ki…Likya Yolu Yürüyüşü İçin Gerekli ve Pratik Bilgiler Nasıl Yürünür?Batı, Orta ve Doğu Likya Rotası şeklinde bölümlere ayrılan yürüyüş yollarının hepsi işaretli. Alternatif rotaların eklenmesi ile birlikte işaretleme renklerinde çeşitlilik artmış durumda. Genellikle alt üste kırmızı beyaz çizgi ana yolu işaret ediyor, alternatif yollarda ise renkler farklılaşabiliyor. Çarpı işaretleri ise girilmemesi gereken yolları gösteriyor. Gönüllüler tarafından işaretlenen yollarda kimi zaman boyalar çıkmış olabiliyor ve de patikalar bitki örtüsü, taşlar veya heyelan yüzünden kadar iyi yürüyüşçü olursanız olun, eğer doğa yürüyüşlerinde tecrübeli değilseniz Likya Yolu alışılmış asfalt veya kaldırım yürüyüşlerinden çok farklı bir deneyim. Çok yüksek rakımlara çıkıp inebiliyorsunuz, epey engebeli, taşlık veya toprak yollardan ilerliyorsunuz. Ve genellikle aynı kilometreyi normal yürüyüşünüzün ancak yarı hızında kimi rotalarda yerleşim yerleri bulunduğu için su çeşmeleri, konaklama, yeme içme, ikmal imkanları bulabiliyorsunuz. Fakat bazı rotalar çok bakir. Bu sebeple yedek su, yiyecek ve acil durumlar için ilk yardım yedekli olmak yürüyüş yolu koşulları, diklik, yükselti ve süre olarak kolay, orta, zorlu, zor şeklinde belirlenmiş durumda. Rotaları belirlemeden önce zorluk seviyelerine mutlaka bakın ve kendi kondisyonunuza göre seçimlerinizi bu sebeplerden Likya yolunu imkanınız var ise tecrübeli bir rehber ile yapmanızı tavsiye ediyoruz. Ya da tecrübeli birisinin önceden size belirleyeceği ve yönlendireceği bilgiler ve aplikasyonlar eşliğinde yapmanızı. Çünkü kuş uçmaz kervan geçmez ormanlar veya patikalarda kaybolmak gerçekten mümkün. Eğer kendiniz yürüyecekseniz mutlaka telefonunuza çevirim dışı çalışan bir aplikasyon yüklemenizde ve yürüyüşe çıkmadan önce aplikasyonda rotanın üzerine çok sık yol işaretleri koymanızda fayda var. Ve bu işaretlemeyi Likya Yolunu defalarca yürümüş çok tecrübeli birisinin yardımı ile yapmanızı tavsiye ediyoruz. Biz aplikasyonunu kullandık. Ve çok iyi işaretlenmiş olmasına rağmen birkaç kez yolu şaşırıp veya telefona bakmayı unutup rotadan ile Yürümeli?Yürüyüşleriniz için özetle tavsiyelerimizTabanı çok sert veya çok yumuşak olmayan, ayağınızı iyi kavrayan ve bir numara büyük doğru trekking ayakkabısı, hem yürüyüşü zorlanmadan keyifle yapabilmeniz, hem de akşamları ayaklarınızın ağrımaması için çok önemli. Gün boyu sıcaklık farkları yaşıyorsunuz yürüyüşlerde sabah, öğle, akşamüzeri, güneş, gölge, sis, yağmur, yokuş, iniş derken, bol bol su, şapka, ve de çok terletmeyen hem de üşütmeyen malzemeden ve ağırlık yapmayan tshirt, rüzgarlık, polar giymeniz ve taşımanız gerekiyor akıllıca tasarlanmış hafif bir sırt çantasında. Rotanızda birçok dal, dikenli bitki, çalı çırpı, kaya olduğu için giymeniz gereken uzun pantolonun, hem terletmeyen hem üşütmeyen malzemeden olması yıllardır doğa yürüyüşünde ve kayakta, doğa sporları malzemesinde ustalaşmış The North Face kullanıyorum ve de gerçekten hem kalitesinden hem de rahatlığından çok detaylı olarak daayağınıza konçlu bot giymenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü dar, engebeli, eğri büğrü taşlık patikalarda ayağınızın burkulma riski rakım değişikliği fazla olan yürüyüşlerde baton kullanabilirsiniz, tırmanış ve inişlerinize destek olmasında fayda ve dallara siper olarak şapka takmakta,hava değişimlerine hazırlıklı olmak birkaç kat nefes alan bir tshit, terlemeyi önleyici uzun kollu bir sweatshirt, rüzgarlık ve gece geçirecekler için mont giyinmekte,çalılık yerlerden geçerken bacaklarınızın zarar görmemesi için uzun treking pantolonu giymekte,yanınıza yeteri kadar su yürüyüşlerde çok terlediğiniz için hgünde 3 litre su içmenizi öneririzsırt çantanızda burkulmaya karşı bandaj ve merhem,eğer yolunuzda mola yeri yok ise yiyecek almanızda fayda var.Not Kamp yapacaklar için çok daha detaylı bir ekipman gerekiyorNe Zaman Yürümeli?Likya yolunu yürümek için en uygun zaman Mart – Nisan – Mayıs ve Eylül – Ekim – Kasım ayları. Yazın sıcaklarından bunalmamak için sabahçok erken kısa rotaları yapmak mümkün olabilir. İlk ve sonbaharlarda ise yağış tahminlerine önceden bakmakta fayda var. Çünkü yağmurlarda özellikle taşlık yollar kaygan olabiliyor. Kış ayları soğuk ve yağışlı olabildiği için çok tavsiye hakkında bilgi için?Eğer doğa ve yürüyüş severseniz, Likya Yolunu bir kez yürüdükten mutlaka devamını getirmek isteyeceksiniz. Bu sebeple Altuğ Şener veya Metin Tüzün’ün Likya Yolu rehberi kitaplarından alabilirsiniz. Metin Tüzün’ün kitabı ana Likya yollları hakkında daha detaylı ve organize bilgiler sunarken, Altuğ Şener’in kitabı alternatif rotaları da ekleyerek daha kapsamlı bir bilgi aplikasyonunu çok önermiyoruz. Çünkü birçok farklı rehber ve kişi tarafından çok sayıda rota işaretlenmiş olduğu için insanın aklı karışabiliyor. Genelde Altay Özcan’ın rotaları tavsiye LİKYA YOLU KONAKLAMA ALTERNATİFLERİ Faralya KöyüPansiyon Montenegro MotelLüks Otel Per Due, Nautical, Zakros, Rocas RojaKabak KoyuLüks Otel Lissia, Kabak DomeBATI LİKYA YOLU MOLA ALTERNATİFLERİKozağaç Halil’s KafeKirme Sugar Cafe, Lemon CafeFaralya Kelebek Kafe, Keyif Kafe, Zakkum Kafe, Yiğitoğlu ve Ottoman GözlemeKabak Köyü Kabak Misafir Evi, Deniz, Olive Garden manzara Kabak üzeriLİKYA YOLU PARKURLARI Likya yolu yirmiden fazla antik kentin yanı sıra Fethiye, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Yediburunlar, 18 kilometre ile dünyanın en uzun doğal plajlarından biri olan Patara Kumsalı, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Korsan Koyu, Türkiye’nin en güzel deniz feneri seçilen Gelidonya Taşlık Burnu Feneri, Adrasan Koyu, Musa Olimpos Dağı, Çıralı Plajı, Avrupa ve Türkiye’nin sahildeki en yüksek zirvesi olan Tahtalı Dağı 2366, Tekirova, Kesme Boğaz, Göynük Kanyonu, Göynük gibi doğal güzelliklerden geçerek Akdeniz kıyı şeridi boyunca sadece kıyıyı takip etmekle kalmıyor, yer yer sarp yamaçlara çıkarak, kumsallara ve limanlara iniyor. Yaylalardan ve ormanlık alanlardan da geçen güzergah, Tahtalı Dağı’nda 1800 metredeki sedir ormanlarının yukarısında en yüksek noktasına yüzmek veya güneşlenmek isteyenler için de alternatifler sunan Likya Yolu, pansiyon, restoran ve plaj olanaklarından yararlanabileceğiniz birçok sahil köyünün içinden veya yakınından ayrıca Kalabantia, Sidyma, Pydnai, Letoon, Xanthos, Patara, Phellos, Antiphellos, Sebada, Apllania, Aperlai, Teimussa, Simena, Sura, Andriake, Myra, Belos, Gagai, Melanippe, Olimpos, Chimera Yanartaş, Phaselis antik kentleri yanı sıra St Nicholas Noel Baba Kilisesi, Alakilise, Papazın Kayası, Gedelme Kalesi, Delikkemer ile Xanthos’a su götüren su kemerleri gibi tarihi mekanlara uğruyor. Xanthos ve Letoon ören yerlerinin UNESCO dünya mirası YOLU PLANLAMASILikya Yolu etapları, Hisarönü Ovacık-Faralya, Faralya-Kabak Koyu, Kabak Koyu-Alınca, Alınca-Yediburunlar, Yediburunlar-Gavurağılı, Gavurağılı-Patara, Patara-Kalkan, Kalkan-Sarıbelen-Gökçeören, Gökçeören-Kaş, Kaş-Kekova, Kekova-Demre, Demre-Alakilise-Finike, Karaöz-Gelidonya Feneri-Adrasan, Adrasan-Olimpos-Çıralı, Çıralı-Beycik, Çıralı-Tekirova, Tekirova-Phaselis-Gedelme, Beycik-Tahtalı Dağı-Gedelme, Gedelme-Göynük, Göynük-Hisarçandır ve Hisarçandır-Geyikbayırı şeklinde uzun rota; Fethiye Boğaziçi köyü, Patara Delikkemer ve Çıralı bölgelerinde 2 alternatif güzergaha ayrılıp daha sonra tekrar kilometre uzunluğundaki Likya Yolu’nu, 3-5-7 şer günlük farklı etaplara bölerek yürüyerek 5-10 farklı seferde tamamlamak veya tamamını 30 – 50 gün arası performansa ve kondisyona göre değişecek şekilde gibi bir seferde yürümek mümkün. LİKYA YOLU’NDA GÖRMENİZİ TAVSİYE ETTİĞİMİZ ANTİK KENTLERDilerseniz yürüyerek, dilerseniz de aracınız ile, Likya Yolu’nun birbirine bağladığı 20 den fazla antik kentten bir kısmını ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Antik kentlerin bir kısmı günümüze ulaşamamış olsa da tapınak sütunları, mezarlarları, ve diğer tarihi kalıntıları ile insana zaman içerisinde eşsiz bir yolculuk Likya ülkesinin önemli yerleşimlerinden birisi olan Telmessos, yamaçlarındaki kaya mezarları ile göze çarpıyor. Doğal kayalara oyulmuş mezarların en ünlüsü MÖ 4. Yüzyılda yapılmış İon stilindeki iki sütunlu kral Amyntas’ın anıt mezarı. Depremler sonucu yıkılan ve sadece bir bölümü restore edilebilen küçük antik tiyatrosu, Rodos şövalyelerine ev sahipliği yapmış kale kalıntıları ile antik şehrin her köşesi buram buram tarih Antik Kenti Pınara Antik Kenti, Fethiye’ye 45 km uzaklıkta yer alıyor. Yuvarlık bir tepeye kurulu olan bu antik kent, Likya dilinde yuvarlak anlamına gelen Pinara kelimesinden ismini alıyor. Depremler nedeniyle bu zamana kadar çok zarar görmüş olsa da bugüne ulaşan birçok kaya, lahit mezarı, hamam, tiyatro gibi görülmeye değer yapı hala ayakta. Pınara Antik Kenti, ayrıca mitolojiye göre, döneminin üç oy hakkına sahip olan 6 önemli Likya kentinden bir tanesi… Saklı güzelliklerle dolu Likya Yolu’ndaki bu antik kenti gezerken, gerçekten çok etkilenecek ve birçok fotoğraf karesi çekmek Kayaköy gerçekten görülmeye değer çok etkileyici bir tarihi Rum yerleşkesi. Tepelerin yamaçlarına inşaa edilmiş yaklaşık 5000 adet taş evlerin hepsi mübadele dönemi terk edilmiş, çoğu harabeye dönmüş ve şimdi adeta bir hayalet köy’. Bir zamanlar ne kadar ihtişamlı bir kasaba olduğunu 19. yyda inşaa edilmiş görkemli Taksiyarhis Kilisesi’ni ve tepeye konuşlanmış kalesini ziyaret ettiğinizde gözünüzün önünde canlandırabilirsiniz. Bu köyün neden terkedilmiş olduğunu sorduğumuzda, mübadele dönemi giden Rum sayısının gelen Türk sayısından fazla olduğunu ve bazı Rum yerleşkelerinin boş kaldığını öğreniyoruz. Kayaköy gibi manzaralara nazır nefis bir köyün boş kalması gerçekten insanın içini hüzünle kaplıyor. Evlerin içlerinde büyümüş ağaçlar, bitkiler ve çiçekler ile sanki bir şekilde yaşamaya devam etmeye çalışıyor Kayaköy. Kayaköy’ün tepelere tırmanan sokaklarını, kilise ve kalesini gezmek 30-45 dakika Antik Kenti Sidyma Antik Kenti, Fethiye’nin Dodurga ve Boğaziçi köyleri yakında bulunuyor. Kentin girişince yüksek anıt mezarları ve muhteşem süslemeli sütunlar var. Yakınlarında yerleşim yeri olmasına rağmen bu kent, doğanın tam kalbinde ve doğa tarafından fethedilmiş durumda. Bu antik kenti gezerken Likya tanrılarına adanmış tapınaklar, büyük kaya mezarları, sarmaşıklarla birleşmiş surlar sizi gerçekten çok etkileyecek…Xanthos Ksantos Antik Kenti Ksantos Antik Kenti, Fethiye’ye 46 km uzaklıkta bulunuyor. Antik Çağ’da Likya uygarlığının en büyük idari merkezi olan bu antik kent, birçok savaşa tanıklık ettiği için ne yazık ki içerisinde bugüne ulaşan fazla bir yapı yok. Buradaki eserler British Museum’da sergileniyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu antik kent, bugüne ulaşan az sayıda lahit mezar, tiyatro ve kilisesi ile sizleri Antik Kenti Pydnai Antik Kenti, Fethiye yakınlarındaki dünyanın en güzel doğal kumsallarından birisi olan Patara Plajı’nın batısında yer alıyor. Kentin içinde bugüne kadar ulaşabilmiş bir parça sur bulunuyor. Çünkü depremler nedeniyle pek fazla yapı ayakta kalamamış. Yine de küçük bir tepede yer alan bu antik kent, kuşbakışı manzarasıyla macera tutkunlarının gözdelerinden bir Antik Kenti Letoon Antik Kenti, Fethiye’ye 65 km uzaklıkta bulunuyor. Mitolojiye göre, Zeus’tan hamile kalan Leto’nun adına kurulan kentin merkezinde, Leto, Artemis ve Apollon için yapılmış 3 tapınak bulunuyor. Bu antik kent, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alındı ve artık tamamen terk edilmiş durumda. İçerisindeki Helenistik Döneme ait tiyatro ise, bugüne kadar ulaşabilen ender yapılardan bir Antik Kenti Antiphellos Antik Kenti, Kaş’ın Likya dönemindeki isimlerinden bir tanesi ve bölgenin alt kısmında yer alıyor. Kaş, bu antik kentin üzerine kurulduğu için bugüne ulaşan pek fazla yapı bulunmuyor. Bu antik kentteki en önemli yapıt, Uzun Çarşı Caddesi’nde yer alan ve tek bloktan oluşan bir lahit. Ayrıca antik tiyatro da burada maceraperestlerin görmesi gereken güzelliklerden bir Antik Kenti Phellos Antik Kenti, Kaş’ın Pınarbaşı Köyü’nde bulunuyor. Günümüze ulaşan kalıntıları, bu kentin bir savunma kenti olduğunu gösteriyor. Bu antik kentte, akropolü çevreleyen surlar, görülmesi gereken kalıntılardan. Ayrıca akropolün batı kenarında yer alan ev tipi bir kaya mezarı bulunuyor. Ve bu mezar, Likya’nın ahşap ev mimarisini kayaya yansıtan en özgün Antik Kenti Apollonia Antik Kenti, Kaş’a 22 km uzaklıkta yer alıyor. Kekova yolu üzerinde kurulan şehir, L harfine benzeyen bir kayalığın üzerinde bulunuyor. Bu antik kenti çevreleyen ve bugüne kadar ulaşan surların bir kısmında Bizans yapısı olan bir kilise mevcut. Kilise dışında kentteki en ilginç ve görülmesi gereken yapılar 6 prizmal gövdeli mezar anıtı, hamam ve tiyatro…Aperlai Antik Kenti Aperlai Antik Kenti, Kaş ile Kekova arasında, Sıçak Yarımadası’nın eteklerinde kurulmuş bir kent. Bu antik kentin kalıntıları, denize doğru inen tepenin eteklerinde yer alıyor. Ve kalıntılar tekne turu ile görülebiliyor. Şehirde Likya dilinde yazılmış gümüş sikkeler bulunuyor. Kentin rıhtımı ve buna bağlı yapılar şu anda sular altında. Ancak yine de denizin altındaki bu görüntüler bile insanı etkilemeye Antik Kenti Simena Antik Kenti, Kaş işle Finike arasındaki Kaleköy’de yer alıyor. Kalesi bugün bile hala ayakta. Kentte ayrıca sular altında kalan kaya mezarları bulunuyor. Kente yalnızca deniz yoluyla ulaşım mevcut ve son derece etkileyici bir manzaraya sahip. Depremlerden dolayı bu antik kentin yarısı suyun içinde, yarısı suyun dışında Antik Kenti Olympos Antik Kenti, Antalya’nın 80 km güneyinde yer alıyor. Şehrin ismi, Anadolu dillerinde yüksek dağ anlamına geliyor. Bu antik kentin ortasından geçen Akçay, kenti ikiye bölerek bir liman kenti haline getiriyor. Günümüzde tatilcilerin uğrak noktası olan Olympos, sadece yeşil ve maviyi bir araya getirmekle kalmıyor; bir de bu tarihi kalıntılarıyla konuklara muhteşem bir macera vaat Faselis, Antalya’ya yaklaşık 55 km, Kemer’e 16 km uzaklıkta bulunan Antalya’nın en güzel tarihi yerleri arasında yer alan bir antik kent. Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içindeki çam ve sedir ormanları arasında yer alan kentin tarihi MÖ 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik şehir, muhteşem kalıntıları arasında gezerken aynı zamanda güneşlenip denize girebileceğiniz nadir yerlerden. Çakılsız sahiliyle Antalya’nın en güzel plajlarından birine sahip olan kent, Likya’nın önemli limanlarından olma özelliği de taşıyor. Şehirde Kuzey Limanı, Savaş Limanı veya Korunmuş Liman ve Güneş Limanı olmak üzere 3 önemli liman bulunuyor. Ayrıca kentin ortasındaki 20-25 metre genişliğindeki muhteşem cadde, görülmeye değer yerler yolculuk yapabileceğiniz diğer antik kentler ise Teimussa, Andriake, Myra, BelosLİKYA YOLUNUN EN GÜZEL MANZARA NOKTASI Antalyanın Kumluca ilçesinde Mavikent Taşlık Burnu’nda yer alan Gelidonya Feneri, denizden 237 metre yüksekliği ile Türkiye’nin denizden en yüksek feneri. Nefes kesen manzarası ile Likya Yolu’nun en çarpıcı noktalarından birisi. Tarihi isimleri Hiera Akra Kutsal Burun, Şilden Burnu, Kırlangıç Burnu olan, ters akıntılarından dolayı Antalya Körfezinin Pamfilya en tehlikeli yeri olan Gelidonya Burnu, Likya’lılar döneminde denizcilik açısından geçişi çok zorlu olduğu için gemicilerin korkulu rüyası imiş. Ki gerçekten burnun önünde birçok batık yer alıyor. İlk bilimsel sualtı araştırmasında, 30 metre derinlikte, MÖ 12. Yüzyıldan kalma bakır ve bronz külçeler taşıyan bir Suriye ticaret gemisi batığı bulunmuş. Batıktan çıkarılan arkeolojik objeler ve kalıntılar bugün Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor. Sarp kayalıklar üzerinde burnun ucunda yer alan Gelidonya Feneri, 1934’te Fransızlar tarafından inşa edilmiş ve elektrik olmadığı için 1990’a kadar gaz ışığıyla çalışmış. 2017’de güneş enerjisi ile elektriğe kavuşmuş. Sarp ve dik kayalıklar üzerine kurulan fenere sadece yürüyüş ile YOLUNDA DİĞER TAVSİYELERİMİZ Kıdrak, Aktaş, Çukuryurt, Kabak, Cennet, Cavurağlı koylarında, Patara Kumsalı, Sıcak Yarımadası, Kekova, Adrasan, Korsan Koyu, Çıralı Kumsalı ve Phaselis gibi doğal plajlarda Akdeniz’in masmavi sularında yüzmekDünyanın en güzel doğal plajlarından biri olan Çıralı sahilinde veya manzarası nefes kesen ve bir masal dünyasını anımsatan Gelidonya Feneri’nde kamp yapmakAntalya Müzesi’nde Likya uygarlığından günümüze kalan görkemli eserleri keşfetmek2365 metrelik Tahtalı Dağı’nın zirvesinden Beydağları, Akdeniz, Antalya şehir merkezi ve sahillerini içeren nefis manzarayı izlemekSantos Şiiri MÖ 550’lerde Likya, Pers istilası altına girdiğinde, ana erkil ve özgürlüğüne düşkün Likyalılar, kadınları ve çocukları kaleye topluyor. Ve eğer yenilirler ise kendilerini yakmalarını salık veriyor. Perslerin akınları sonucu Likya ordusu yenilgiye uğrayınca geriye kalan kadınlar ve çocuklar kendilerini yakıyor. Ancak yaylalardaka kalan Likyalılar yaşamaya devam ettiği için, Çıralı’da hiç sönmeyen ateş’i ölen Likyalılara adayarak aşağıdaki Likya şiirini mezar yaptık,Ve mezarlarımızı kendimize ev…Evlerimiz ateşe verildi,Ve mezarlarımız yağmalandı…Yüksek tepelere sığındık,Yerin dibine saklandık,Su içinde gizlendik,Geldiler ve bizi buldular…Bizi yaktılar ve yok ettiler,Bizi yağmaladılar…Ve biz, Analarımızın uğruna, Kadınlarımızın uğruna…Ve biz, Onurumuz uğruna,Ve özgürlüğümüzün…Biz, bu toprakların insanları,Topluca intiharı aradık Arkamızda bir ateş bıraktık,Hiç sönmeyecek…— beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın. ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine…”Zeynep Atılgan Boneval Likya Yolu ikinci gün yürüyüşünde Faralya sonrasında Aktaş üzerinden Kabak Koyu rotasını tercih ettim. Sahil rotası olması sebebiyle hem bol deniz manzarası var, hem de deniz molası vermeye uygun seyir noktasında kurduğum kampta, deniz üzerinden gün batımı keyfi yaptıktan sonra yandaki Trabzonlu arkadaşlarla güzel bir sohbetimiz de Kelebekler Vadisi manzarası seyirlik. Bu manzarada akşam yemeği ve kahvaltı keyfini mutlaka yapın.🥾 Yürüyüş ZamanıYürüyüş başlangıcını Kelebekler Vadisinin güney tarafı boyunca adımlayarak yaptım. Bu kısımlarda da yer yer kamp alanları mevcut. Vadiyi farklı açıdan görmek isteyenler erzakını tamamlayıp kamp atabilir. Faralya’da marketler adını beyaz renkli kayalıklardan alıyor. İskele kısmından rahatça denize girilebilir. Ancak ben biraz daha ileride kayalıklar içinde molamı verdim. Buralar tenha, yalnız olabiliyorsunuz. Tek sıkıntı deniz dalgalı ise sudan karaya çıkmak kayalık sebebiyle biraz Burnu tarafında da deniz molası verilebilir. İskelesi var. Buradaki koya Aktaş’tan bir km sonra ulaşılabilir, rota üzerinde.🏕️ KonaklamaKabak Koyu, oldukça popüler bir tatil yeri. Birçok tesis mevcut, ister çadırınızla kalın, ister bungalovlarda konaklayın.🏕 Benim tercihim çadır ile Kök Kamp oldu. Akşam yemeği ve kahvaltı dahil günlük 100 TL idi. Yemekler çok lezzetli ve açık büfe. 🏖 Havuz da var ama değerlendirmeye zamanım kalmadı. 💥 Kamp alanının yemek servisi yapılan ortak dinlence bölümünde, gece yıldız manzarası ile soğuk içecek tavsiye ederim; Başka bir etkinliğe katılmazsanız tabi.📝 Likya Yolu – 02 – Faralya – Aktaş – Kabak Koyu Yürüyüş Notlarım🏞 likyayoluyürüyüşü 2. gün Faralya – Aktaş – Kabak km yi 310 mt çıkış ve 410 mt inişle tamamlandı. Toplam km👣 Kabak koyu üzerinden Alınca’ya olan rotayı yürümüştüm. Tercihim alternatif rota, Kelebekler Vadisi çevresini dolaşıp Aktaş sahiline inip Kabak koyuna geliyor.🏞 Ağırlıklı olarak dar ve taşlık orman içinden güzel bir rota. Kıyılardan gittiği için de bol manzaralı. .⛰ İnişler çıkışlar kısa mesafe olmasına rağmen biraz zorladı. Taşlık ve merdiven vari iniş-çıkış. Tek olumlu yanı ilk güne göre gölgesi daha çok.💧 2 litre su ile başlamak yeterli. Aktaş’a yaklaşırken su tazelenebilir . .🌊 Aktaş’ta deniz molası iyi geliyor. Kıyı şeridi kayalık. Küçük bir bölgesinden normal insan gibi denize giriliyor.🏕 Kabak koyu popüler bir yer olduğu için her zevke göre kamp alanı ve market bulunabilir.🧭 GPS Rota – 🗺️ Konum Bilgisi👣 Güzergâh 👣Önceki gün Likya Yolu 1. Gün, Ovacık – Kirme – FaralyaSonraki gün Likya Yolu 3. Gün, Cennet Koyu – Burguncuk Koyu – Kabak Koyu gibi Fethiye’ye indik, kısa bir bekleyişten sonra ölüdeniz minibüsü geldi ve 40 dakika sonra henüz yeni uyanmakta olan ölüdeniz sahildeydik. En yakın faralya minibüsü ise 1 saat sonra olduğu için kumsalın ve denizin keyfini çıkartmaya baktık, yüzümüze akdeniz sularında yıkayarak günaydın dedik güne..Daha sonra ise 15-20 dakikalık bir yolculuk ile faralya köyüne vardık. Saat Likya yolu kitabımızdaki tarifler doğrultusunda ilk tabelaları geçtik fakat kısa bir süre sonra birden izleri kaybettiğimizi fark ettik. Kaygılı bir şekilde toprak yoldan yürürken kendimizi faralya otelinin önünde bulduk, köylülere likya yolunu sorduğumuzda ilk girişi kaçırdığımızı ama başka bir patika ile tekrar likya yoluyla kesişebileceğimizi öğrendik. Otelden 50m geriye yürüyüp adı Asar mahallesi olan ve 10-15 hanelik mahalleye doğru yol aldık. Köy, evler, insanlar ve manzaralar müthiş. Mahallede sık sık köylülere sorduk ve patikayı takip yaklaşık saat sonra oldukça yükselmiştik ve akdeniz tüm maviliğiyle önümüzde uzanıyordu. Ağustos aynının sıcağı her ne kadar bizi terletse de yılmadan devam ettik civarı toprak ana yola inmiştik yolculuğumuz boyunca likya yolu işaretlemelerine hiç rastlayamadık ama yine takip ettiğimiz patika, muhteşem manzaralar eşliğinde yürümemizi sağladı. Toprak yolda 100-200m yürüdükten sonra kabak köyüne vardık ve koya doğru patikadan inişe geçtik. gibi kan ter içinde ama mutlu bir şekilde Gemile Camping’te idik 🙂 Hemen bungalowlara yerleşip, denize koştuk.. Akşam güneşi denizin üstünden batırana kadar da kumsaldan ayrılmadık. Daha sonra ise kamp alanında bizi bekleyen güzel yemekler ve yemek esnasında edinilen dostluklar, yapılan hoş sohbetler ve üstüne güzel bir uykuyla günü tamamladık. kampta edindiğimiz bir grup arkadaşımız ve rehberimiz Esvet eşliğinde saat gibi Alınca yönüne doğru ilerleyen likya yolu patikasını takip ederek ve hatta birkaç noktada zorlu kaya tırmanışlarını atlatarak şelalelere ulaştık. Yürüyüşün tırmanış kısmı yaklaşık 2 saat sürdü ve bir kısmı likya yolunun dışındaydı ama kaplan kelebeklerinin sardığı ve ormanlarla kaplı vadide yürümek gerçek bir zevkti. Sonrasında buz gibi şelalelerde yüzmek ise tüm yorgunluğumuzu aldı. Daha sonra dönüşe geçtik ve tekrar likya yolu ile kesişip bir yay çizerek kampın yolunu tuttuk. Öğlen yemeğimizi yedikten sonra yine güneş batana kadar kumsalda geçirdik günü. Akşam yine kamp alanındaki sohbet, yemek, sonra ayışında kumsala yürüyüş ve dalga sesleri eşliğinde kumsal sefası ve güzel bir uyku… günümüzü tamamen dinlenmeye ve yüzmeye adadık, 2 günlük yürüyüşlerin ardından bu dinlenme günü çok iyi geldi. Aslında tekne ayarlayabilseydik kabak koyundan sonraki cennet ve korsan koylarına tekne turu yapacaktık ama olmadı. Bir dahakine… Her ne kadar bugün dinlenelim desiysek de duramadık kabak sahilinin sol kayalık tarafında yaklaşık 200m açıkta bir mağara olduğundan bahsedilmişti biz de tabi macera bu ya yüzeriz dedik. Bu çılgınlık bir de denizin dalgalarıyla birleşince bizi baya yordu. Mağaraya kadar yüzdük ama dalgalardan içine giremedik. Saat kadar plajda vakit geçirdikten sonra toplanma vakti geldi, minibuse yetişmek için 1 saat önceden yürüyüşe başladık ve yarım saat sonra yoldaydık. Gece otobüse binene kadar ise ölüdeniz’deki şirin meksika restoranında vakit geçirdik. Bir sonraki likya yolu etabını iple çekiyoruz… Defne 4 GÜN – 3 GECESIDYMA – GEY – YEDİBURUNLAR – KABAK KOYU – FARALYA – OVACIK – KELEBEKLER VADİSİ – AFKULE – GEMİLER – KAYAKÖY Yemyeşil ormanlardan turkuaz sulara Akdenizin bakir doğasında 4 günlük antik bir civarındaki seçilmiş Likya Yolu parkurlardan oluşan dört günlük bu program bakir koyları ve el değmemiş doğasıyla Akdenizi keşfetmeye imkan verir. Sidyma’dan başlayan yürüyüş Yediburunlar üzerindenKabak Koyu’na uğrayarak Likya yolu resmi başlangıcı olan Ovacık – Faralya etabıyla devam eder. Program Son yürüyüş gününde Afkule ve Gemiler yürüyüşünden sonra Kayaköyü gezisiyle sona yorulmayı göze alan ortalama sağlık ve kondisyondaki herkesin yürüyebileceği doğa ve tarihin iç içe geçtiği parkurlar çoğunlukla deniz kenarından, zaman zaman unutulmaz manzaralar sunan tepelerden geçer. Yürüyüşler boyunca yüzme molaları verilir. Yürüyüşler küçük sırt çantaları ile yapılır. Konaklamalar doğayla içi içe, sakin ve huzurlu butik otellerde ve bungalovlarda PROGRAM ve REZERVASYON BENZER PROGRAMLARLikya Yolu Ölüdeniz – Kabak – Yediburunlar30 Ekim - 2 Kasım 2022 4 Gün Dolu1. GünSidyma – Gey 6 km 3 saat2. GünYediburunlar – Cennet koyu – Kabak Koyu 9 km 6 saat3. GünOvacık – Kozağaç – Faralya 12 km 6 saat4. GünAfkule – Gemile – Kayaköy 9km 6 saatLikya Yolu Ölüdeniz – Kabak – Yediburunlar4 gün – 3 geceNAKİT/BANKA HAVALESİ KARTI İLE TAKSİTLİ Tüm Kartlar3 Taksit 6 Taksit İNDİRİMLER1 Ocak 2019 tariniden itibaren Morgezi programlarından herhangi birine katılanlar için geçerli devamlı müşteri indirimi 10% Üç kişi ve daha fazla katılımlar için geçerli Grup İndirimi 10%FİYATA DAHİLDalaman Havalimanından başlayarak program boyunca tüm Transferler Belirtilen otellerde 3 gece iki kişilik odalarda Konaklama Başlangıç günü hariç lezzetli ve doyurucu Kahvaltılar Son gün hariç lezzetli ve doyurucu Akşam Yemekleri Yürüyüşlerde ambalajlı içme suyu Rehberlik Bahşişler 1618 sayılı yasa uyarınca Tur Sigortası Turizm Ajansı Payı KDVFİYATA DAHİL DEĞİLBuluşma noktalarına ulaşım Öğle yemekleri Yemeklerde alınan içecekler Müze ve Ören Yeri GirişleriYürüyebilir miyim?Yürüyüş parkurları teknik zorluk içermez. Ortalama sağlık ve kondisyondaki herkesin yürüyebileceği şekildedir. Ayrıca dilersen bazı günlerde yürüyüş mesafeni kendin seçebilirsin. Yine de çok günlü yürüyüş yapacağını ve zaman zaman kayalık zeminde yürüyüp yorulacağını unutma! Aşırı kiloluysan, herhangi bir sağlık sorunun varsa, ya da tereddüttün varsa bizimle iletişime zor mu?Program sağlık problemi olmayan herkesin katılımı düşünülerek planlanmıştır. Her bir günün zorluk derecesi farklı olmakla birlikte ortalama zorluk ORTA dır. Parkur uzunlukları tempodan ziyade doğayı hissederek keyifle yürüyecek şekilde taşıyacağım?Yürüyüşler küçük sırt çantası ile yapılır. Parkurun durumuna göre su, atıştırmalık, mayo ve havlu taşıman beklenebilir Bavulun ise araşla bir sonraki konaklama noktasına transfer edilir..Nerede kalıyoruz?Yürüyüş ruhuna uygun, gürültüden uzak, bazen deniz kenarındaki bazen tepelerdeki butik otellerde kalıyoruz. Temizlik, rahatlık ve keyif garanti ancak lüks bekleme. Otel bilgilerine Konaklama Bilgilerinden getirmeliyim?Yürüyüş boyunca giyeceğin 1-2 tişört; ensek, rahat bir alt; haftalık yürüyüşe uygun, ayağını rahat ettirecek, bileğini saran bir yürüyüş ayakkabısı; bolca yüzeceğin için mayo ve taşıması kolay olsun diye bir mikro havlu; suyunu atıştırmalığını taşıyacağın küçük bir sırt çantası, güneş gözlüğü ve güneş kremi, varsa Müze kartın … Bir de bolca neşe…Ne Kadar Harcarım?Programda gizli maliyetler yok ve bahşiş toplanmıyor. Otellerde çay ve kahve ücretsiz. Yürüyüşten önce günlük suyunu da ücretsiz alabilirsin. Sadece öğlen yemekleri ve kapalı içecekler için piyasa fiyatlarında ödeme yaparsın.

likya yolu faralya kabak koyu