e27rZy7. V’nin Maskesi Hugo Weaving’in kullandığı maske en başta içinde ufak bir mikrofonla tasarlanıyor ve başka bir mikrofon da Weaving’in alnındaki saç hizasına yerleştiriliyor. Ancak iki yöntem de başarılı bir sonuç vermiyor. Bu sebeple V’nin tüm diyaloglarına dublaj yapılıyor. V’nin Kendini Evey’ye Tanıttığı Efsanevi Monolog V, Evey ile tanışma anında “Voila” ile başlayıp “tesadüf” ile bitirdiği konuşmasında tam 48 kez “V” harfi ile başlayan kelime kullanıyor. Ek olarak, V’nin bu konuşmasında 55 kez “V” harfi geçiyor. Wachowski’ler V for Vendetta’nın Senaryosunu The Matrix’ten Önce Yazdı Andy Wachowski ve Lana Wachowski, V for Vendetta’nın çizgiroman serisinin de büyük birer hayranıydı. Çizgiromanı beyazperdeye uyarlamadan çok uzun zaman önce senaryo çalışmalarına başlayan Wachowski’ler, 90’larda The Matrix’i çekmeden önce Vendetta için hazırlanmaya başlamışlar. Natalie Portman’ın Filme Hazırlığı İngiliz Evey karakterini oynamak İngiliz olmayan Natalie Portman için çok kolay olmamış elbette. İngiliz aksanını yakalamak için Gwyneth Paltrow’un da çalıştığı lehçebilim uzmanı Barbara Berkery ile çalışan Portman, karakterini ve filmi daha iyi anlayabilmek için Sam Green ile Bill Siegel’in The Weather Underground belgeselini izleyip filmin hayat hikâyesinden esinlendiği Guy Fawkes ile ilgili olan Faith and Treason adlı kitabı okumuş. Çizgiromanı Yazan Alan Moore’un Filmle İlgili Birkaç Sözü Var! Çizgiromanı okuyanlar bilir; orijinal eserde V’nin amacı özgürlük değil anarşizmdir. Çizgiromanın yazarı Alan Moore, Wachowski’lerin “anarşizm faşizme karşı” temasını “Amerikan neoliberalizmi yeni muhafazakarlığa karşı” olarak değiştirmesini eleştiriyor ve kendisine önerilen tüm teklifleri reddederek filmin Hollywood uyarlamasına katkıda bulunmuyor. Moore, aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz detaylar sebebiyle filmin İngiltere’de değil ABD’de geçmesi gerektiğini savunuyor ve projeyi reddetme sebeplerinden birinin bu olduğu biliniyor. Moore, kendisine önerilen teklifi reddettikten sonra filmin beyazperdeye uyarlamasında çizgiromanın çizeri David Lloyd katkıda bulunuyor. Bu sebeple filmin IMDB veya Vikipedi sayfalarına girecek olursanız senaryo bölümünde Moore’un değil Lloyd’un ismini göreceksiniz. 1984 – V for Vendetta Bağlantısı Film, George Orwell’ın ölümsüz eseri 1984 ile birçok benzerlik taşır. Konularının benzerliği dışında iki eserin bir diğer ortak noktası ise iki eserin film uyarlamasında da John Hurt’un yer almasıdır. 1984’ün beyazperde uyarlamasında Winston Smith’i canlandıran Hurt, V for Vendetta’da ise Adam Sutler’ı canlandırmıştır. 1138 Son Güncelleme 1140 TAKİP ET Efsane film V For Vendetta ile hayatımıza giren yüz maskesi, dünyanın en çok takip edilen dizilerinden birisi olan La case de papel dizisinde de kullanılmaya başlanmıştı. Survivor 2020 yarışmasında yarışan Nisa Bölükbaşı'da bu maskeden edinerek Instagram hikayesinde paylaşım yaptı. Paylaşımından sonra "Ekranlarda görüşürüz" notunu ekleyen Survivor Nisa yeni bir programa mı başlıyor? SURVİVOR NİSA'NIN LA CASE DE PAPEL HAYRANLIĞI Son günlerde oyuncu Murat Barış Yağcı ile paylaşımlarıyla gündemden düşmeyen Survivor Nisa, Instagram hikayesinden V For Vendetta Maskesi olarak bildiğimiz ama daha sonra La case de papel dizisinde kullanılarak tekrar gündem olan yüz maskesini taktı. Koyu bir La case de papel dizisi takipçisi olduğunu belli eden Nisa daha sonra dizinin yıldızlarından Tokyo'nun yerine kendi yüzünü fotoşop yaptı. Maskeyi "Bella Ciao" şarkısı eşliği ile takan Nisa, yaptığı fotoşopun altına "Ekranlarda görüşürüz" notunu yazdı. Nisa'nın bu paylaşımı, takipçileri arasında yeni bir program mı gelecek tartışmaları yarattı. “Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla. Barut komplosunu ve ihaneti… Hiçbir sebep bilmiyorum ki gerektirsin barut komplosunun unutulmasını.”Çizgi romanlarla ve sinemayla azıcık da olsa haşır neşirseniz V For Vendetta ismini muhakkak duymuşsunuzdur. Alan Moore tarafından yazılıp David Lloyd tarafından çizilen bu dünyaca ünlü eser, asıl patlamasını 2005 yılında çekilen ve başrollerini Hugo Weaving ile Natalie Portman’ın paylaştığı sinema uyarlamasıyla yapmış ve adını büyük kitlelere duyurmuştu. Biz de birkaç sene sonra Arkabahçe Yayıncılık sayesinde çizgi-romanını da okuma fırsatına uzun zamandan beri kayıplara karışmıştı bu anarşik anti-kahramanımız; baskısı bulunamıyordu çünkü hiçbir yerde. Ta ki son zamanlarda dilimize kazandırdığı birbirinden önemli eserlerle kalbimizdeki yerini iyice sağlamlaştıran JBC Yayıncılık olaya el atana ve V For Vendetta’yı tekrar basana dek. Üstelik genişletilmiş, özel versiyonuyla!Biz de fırsat bu fırsat diyerek eski dostumuz V’nin macerasını tekrar masaya yatıralım, kendisi için detaylı bir inceleme hazırlayalım dedik. Kemerlerinizi bağlayın, distopik bir Londra’ya Göz, Kulak, Burun, ParmakV For Vendetta, tarih olarak yazıldığı dönemden on yıl sonrasını, 1997 yılını konu alıyor. Dünya nükleer bir felaket yaşamış, bazı ülkeler haritadan silinmiştir. İngiltere bombalanmamış ancak radyasyonla kirlenen hava, bozulan iklim koşulları, seller ve salgın hastalıklar bu toprakları da kasıp kavurmuştur. Başta bir hükümet kalmadığından isyanlar ve yağmalar başlamış, ülkenin dört bir yanına kaos hâkim olmuştur. Ta ki kendilerine Kuzey Ateşi diyen bir parti, silahlarla ve demir bir yumrukla düzeni sağlayana kadar…İngilizler başlangıçta Kuzey Ateşi’nin iktidarını memnuniyetle karşılasalar da partinin başındaki adam olan Adam Susan asayişi sağladıktan sonra son derece totaliter bir yönetim biçimi kurarak neredeyse her şeyi yasaklamaya başlar. Kitaplar, sanat, müzik, filmler… her şey. Dahası farklı ten rengine, etnik kökene ve cinsel eğilime sahip olan herkes tutuklanıp toplama kamplarına kapatılmıştır. Artık bütün İngiltere “Kader” adındaki bir süper-bilgisayarın karşısında oturan ve kameralar aracılığıyla her şeyi dinleyip gözetleyen “Lider” tarafından yönetilmektedir. Göz, Kulak, Burun ve Parmak gibi isimlerle adlandırılan polis kuvvetleri, medya ve buna benzer diğer oluşumlar da direkt olarak bu amaca hizmet etmektedir. Yani sizin anlayacağınız 1984 ile Fahrenheit 451’i andıran, kar bir distopya var herkes bu düzenden memnun değildir. Özellikle de kendisini V olarak adlandıran, simsiyah kıyafetler giyip bir pelerin kuşanan ve beyaz bir Guy Fawkes maskesi takan, esrarengiz kişi… Üstelik kendisi sadece Fawkes’ın maskesini takmakla kalmaz ve bu tarihi figürün 1605 yılında yapmaya yeltendiği işi tamamlayarak İngiliz Parlamento Binası’nı görkemli bir patlama ve havai fişekler eşliğinde havaya bu girişiminden hemen önce, sokaklarda asayişi sağlamak yükümlü olan Parmak kolcularının tecavüz etmek üzere olduğu Evey adlı genç bir kızın hayatını kurtarır. Bunu yaparken Shakespeare’den alıntılar yapmayı da ihmal etmez. Daha sonra kıza acıyıp onu yuvasına, Gölgeler Salonu’na götürür ve eski dünyanın mucizeleriyle tanışmasını sağlar Kitaplar, filmler, müzik, heykeller, dans… Bu karelerde Frankenstein’ın Oğlu, Morg Sokağı Cinayeti, Gulliver’in Gezileri gibi eserleri görmek bizim gibi sinema ve edebiyat tutkunları için ayrı bir keyif oluyor noktadan sonra bir yandan V’nin bu yozlaşmış düzeni yıkıp yerine anarşiyi getirme çabasını okurken diğer yandan da anti-kahramanımızın gizemli geçmişi ve kişiliği hakkında yeni bilgiler ediniyor, neden böyle bir şeye kalkıştığını daha iyi anlıyoruz. Ayrıca, genç kızımız Evey’nin yanı sıra çizgi romanın henüz başlarında dul kalan Rose, serüven boyunca tek düzgün insan diyebileceğimiz Dedektif Finch, partinin ve ülkenin lideri Adam Susan gibi yan karakterler de hikâye boyunca bize eşlik ediyor ve hem gerçekçi karakterleri hem de yaşadıklarıyla âdeta ete kemiğe karakteri özellikle dul kalan kadınların çektiği zorlukları yansıtma konusunda çok başarılı olmuş. Bilirsiniz; sarkıntılık eden erkekler, düzgün bir iş bulamadığından kötü mesleklerde çalışmak zorunda kalmak ve bunun gibi şeyler… Bu saydıklarım haricinde sayfalarda boy gösteren hemen hemen her karakterin kendi kişiliğine, emellere ve bir geçmişe sahip olması inanılırlıklarını en üst seviyeye roman bunun haricinde siyahların, punkların, lezbiyenlerin, eşcinselleri ve farklı dini inanışlara mensup kimselerin Yahudiler, Müslümanlar vb. yaşadıkları zorluklara ve toplumdan dışlanmalarına da sözünü hiç sakınmadan değiniyor. V de eser boyunca bol miktarda anarşi propagandası yapıyor elbette. Eser boyunca farklı karakterler tarafından savunulan bu fikirlerin kimisini kabullenebilir kimisini de yadırgayabilirsiniz ancak önemli olan tüm bunların göze parmak sokulmadan, her karakterin kişiliğine uygun bir biçimde Edisyon Ne Kadar Özel?V For Vendetta’nın özel edisyonunu elinize ilk aldığınızda hemen kırmızı-siyah ağırlıklı kapak görseli ve birinci sınıf sert cildi çekiyor dikkatinizi. Çizgi roman, JBC’nin çoğu eserinin aksine parlak kuşe kâğıda değil, “ivory” denen özel ve sarımtırak kâğıda basılmış. Ki zaten yurt dışında “Absolute Edition” adı altında basılan orijinali de aynen bu şekilde. Böylece çizgi romanın eski havası da korunmuş elbette. Bununla birlikte David Lloyd’un çizimlerinin bazı yerlerde yeterince açık olmadığını, hatta sahnedeki önemli detayları aktarmakta kimi zaman yetersiz kaldığını da belirtmem ek olarak Vendetta’nın daha önceki derlemelerinde yer almayan ve on fasikülün hepsinin başında ve sonunda görülen tam sayfalık, yazısız görseller de mevcut eserde. Bu ek çizimler birbirleriyle uyumlu ve genellikle önce uzak bir perspektiften, sonra daha yakından bakıyoruz söz konusu sahneye. Böylece sanki her bölüme yakın çekim tekniği uygulanmış gibi olmuş ve esere film havası For Vendetta’nın daha önceki derlemesinde bulunan “Vincent,” “Valerie” ve “Tatil” bölümleri bu ciltte de mevcut. Bunlara ilaveten cildin ilk sayfalarında Alan Moore ve David Lloyd tarafından yazılmış iki giriş yazısı, son sayfalarındaysa pek çok eskiz ve kapak çalışması ve yine Alan Moore tarafından kaleme alınan, V For Vendetta’nın ortaya çıkış sürecini anlatan “Boyalı Gülüşün Ardında” adlı yazı da yerlerini koruyor. Anlayacağınız tam koleksiyonluk, hatta evladiyelik bir çalışma olmuş özel Yayıncılık tarafından basılan özel edisyonun çevirisi Güneş Becerik Demirel’e ait. Editör koltuğundaysa Aslı Dağlı ile Banu Erdoğdu’yu görüyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki normal çizgi romanlara nazaran diyalog anlamında çok daha zengin olan ve yer yer William Shakespeare, Thomas More gibi yazarlardan alıntılar içeren eserin çeviri ve editörlüğü çok çok iyi. Okurken anlam kayması ya da karmaşası yaşadığım hiçbir yer olmadığı gibi yer yer karşılaşılan kelime oyunlarında da kararında dipnotlarla okura ışık tutulmuş. Beni tek rahatsız eden şey Evey’nin adının bazı yerlerde, özellikle son fasiküllerde “Eve” olarak yazılması oldu. Ancak eserin İngilizce baskısını kontrol ettiğimde orijinalinin de böyle yazıldığını kişinin kafasını kurcalayan fiyat konusuna gelirsek… Evet, 80 lira çoğumuz için bir kitaba harcamak istemeyeceğimiz kadar iyi para. Hele hele iş bir çizgi romana gelince iki kere düşünüp kaşınıyor insan. Karşımızdaki Alan Moore gibi bir ustanın elinden çıkan, zamansız bir klasik olsa bile… Ancak V For Vendetta Özel Edisyon’un yurtdışı satış fiyatına baktığımızda çok ilginç bir durum karşılıyor bizi; Absolute Edition adı altında satılan bu cildin orijinal satış fiyatı tamı tamına 99 dolar. Amazon gibi sitelerden indirimle 78 dolara almak da mümkün ama döviz kurunun bugün 3,70’lerde gezdiğini göz önünde bulundurursak bu cildin İngilizce orijinal versiyonunu almaya kalkışmak bizlere yaklaşık 365 liraya mâl olacak demektir. Kargo ücreti hariç elbette… Bu açıdan bakıldığında eserin şu anki güncel fiyatının o kadar da abartılı olmadığını söylemek ile Çizgi Roman Arasındaki FarklarYazının bu bölümü, adından da anlaşılacağı üzere, hem çizgi roman hem de film hakkında bol miktarda sürpriz bozan spoiler içeriyor. O nedenle V’nin serüvenini henüz okuma ve izleme fırsatı bulamadıysanız bu kısmı es geçip doğrudan incelememizin son bölümüne çoğu kişi gibi ben de V For Vendetta’yla önce filmi sayesinde tanışanlardanım. Sinema uyarlamasını izledikten sonra yapmak istediğim ilk şey çizgi romanını en kısa sürede temin edip okumaktı. Çünkü bilirsiniz, genelde kitaplar filmlerden daha iyi olurlar. V For Vendetta’nın durumundaysa bu konu göreceli diyebiliriz. Bazı yerlerde kaide bozulmasa da kimi sahnelerde filmin daha iyi bir iş çıkardığını söylemek pekâlâ ile çizgi roman arasındaki en büyük farklılık hiç kuşkusuz Evey’nin karakteri. Bildiğiniz gibi, Natalie Portman’ın canlandırdığı genç kızımız filmde kendinden emin, girişken, zeki ve kısmen cesur biri olarak karşımıza çıkıyor. Çizgi romanın ilk sayfalarından son karesine dek bize eşlik eden gerçek Evey ise bundan bir hayli farklı. Onu ilk olarak geçimini sağlayabilmek adına fahişelik yapmak için sokağa çıkan, ürkek ve sarışın bir genç kız olarak görüyoruz sayfalarda. Ancak kör talihi peşini bırakmıyor ve birlikte olmayı teklif ettiği ilk adam Parmak’tan, partinin polis teşkilatından çıkıyor. Ancak bunlar bildiğimiz polislerden değil elbette; Evey’ye önce tecavüz etmeye, işleri bittikten sonra da öldürmeye niyetleniyorlar. Filmde ise tam tersine Gordon’la olan randevusuna giden, ahlaklı bir Evey görüyoruz. Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği sırada Parmak’ın adamlarına rastlama talihsizliğine düşüyor. Ve her iki durumda da V tarafından kurtarılıyor. Evey çizgi roman boyunca malum hapishane sahnesine dek hep ezik, ürkek bir genç kız olarak kalıyor. Kendisini sık sık ağlarken ve hata üstüne hata işlerken görüyoruz. Filmde yanına sığındığı ve ünlü bir komedyen olarak resmedilen Gordon ise çizgi romanda basit ama iyi yürekli bir içki kaçakçısı olarak karşımıza çıkıyor. Hapishane sahnesi demişken, sanırım eserin beyaz perdeye aktarımı sırasında aslına en sadık kalınan yerler bu kısımlar. Ve hem yazılı hem de görsel olarak eserin en etkileyici bölümleri gerçekten de buralar. V’nin toplama kampında yaşadıklarının anlatılığı yerler de aslına en sadık sahneler arasındaki yerini çeken bir diğer önemli değişiklik V ile ilgili. Anti kahramanımız her ne kadar hem dış görünüşü hem de tavır ve davranışları açısından çizgi romandaki hâline çok yakın olsa da Alan Moore’un kurguladığı gerçek V’nin çok daha sert ve acımasız biri olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Evey’e kahvaltı hazırlamak, onunla film izlemek, kibar sözler sarf etmek onun işi değil… Kıza değer vermesine veriyor, hatta filmdekinden çok daha önce onunla dans ediyor ama gerçekleri dile getirmekten de hiçbir zaman geri kalmıyor. Ne kadar acı verici olurlarsa olsunlar… Dahası, Evey’nin gözlerini kapatıp onu evinden kibarca attığı bir sahne bile romanda V’nin filme nazaran daha fazla adam öldürdüğünü de belirtmek gerek. Özellikle Piskopos ile Kader’in Sesi’nin cinayetleri hiç de filmde gösterildiği daha doğrusu gösterilmediği kadar basit değil. Hepsinden intikamını en ironik yollarla alıyor anti-kahramanımız. Buna ek olarak filmin en başında adalet heykelini, sonundaysa parlamento binasını havaya uçurduğunu görüyoruz. Ancak çizgi romanda havaya uçurduğu ilk şey parlamento binası oluyor, adalet heykelini ve daha pek çok simgesel yapıyı ise daha sonra yok ediyor. Ve tüm bunları filmin aksine sadece bir yıl içerisinde değil, iki yılda yapıyor. Tabii ki 5 Kasım’da…Lider Adam Susan’ın filmde geçirdiği değişime de değinmeden olmaz elbette. Çizgi romanda Lider’i Kader adlı süper-bilgisayarıyla aşk yaşayan, takıntılı bir adam olarak görüyoruz. Her ne kadar tüm eşcinselleri, lezbiyenleri ve siyahları toplama kamplarına götürüp İngiltere’yi temizlese de ! kendisi aslında kadınlardan bile nefret eden biri. Öyle ki ter kokusuna, kıla ve bunun gibi şeylere kesinlikle katlanamıyor. Dolayısıyla o da bir makineye, Kader’e âşık oluyor. Ancak filmde kel ve bıyıksız Lider’in yerini mizaç olarak Jameson’a feci derecede benzeyen Adam “Sutler” Hitler ile ses benzerliği olması açısından soyadı değiştirilmiş alıyor. Kendisini tüm gün bilgisayarının ekranına bakıp onunla aşk yaşayan biri olarak değil, meydanlarda ateşli söylevler veren, toplantılarda partinin diğer üyelerine sürekli esip gürleyen biri olarak izliyoruz. Filmde V’nin komplosu sonucu kendi adamlarının elinde ölen Lider, çizgi romandaysa Rose tarafından vurularak can bunlara rağmen, daha önce de belirttiğim gibi filmin aslından daha başarılı olduğu yerler de mevcut. Örneğin açık ara farkla eserdeki en insancıl kişi olan Dedektif Finch karakteri filmde kesinlikle çok daha iyi bir şekilde ele alınmış. Yaşadığı ve öğrendiği onca şeyden sonra V’nin sonunu getiren kişinin Finch olmaması kesinlikle daha mantıklı. Ek olarak, Evey’nin hikâyenin sonunda yanına Finch’in çaylak yardımcısını değil de direkt olarak dedektifi katması da çok daha Atque ValeSonuç olarak en az filmi kadar çarpıcı, çizgi roman dünyasını kökten değiştiren ve zamana meydan okuyan bir başyapıt V For Vendetta. Savunduğu tüm fikirlere katılmasanız bile bu maskeli anti-kahramanın hikâyesine tanık olmanın ve yaşadıklarını birinci elden okumanın keyfi gerçekten bir başka. Filmi sevdiyseniz mutlaka okumalı, gerçek V ile tanışmalısınız. Çünkü aradan geçen bunca zamana rağmen fikirlerine hâlâ kurşun işlemiyor…Vi veri universum vivus vici. Bilim kurgu ve aksiyon dolu hikayesinin altında izleyenleri büyüleyen ve ilham veren bir alt metne sahip V for Vendetta filmi, adını kült filmler listesine yazdırmayı başarmıştır. Maskenin altında fikirler saklayan bu filmi sevenler için en az V for Vendetta kadar etkili alt metni olan filmleri listeledik. 2000’li yıllara girdiğimiz zaman dünyada bazı şeyler değişmeye ve en büyük etkisi sinemada görülmeye başladı. Art arda gelen alt metni olan filmler arasında şüphesiz en öne çıkanlardan biri de 2005 yapımı V for Vendetta oldu. Bu maskenin altında bir fikir var.’ repliği ile akıllara kazınan V for Vendetta filmi vizyona girdikten kısa bir süre sonra adını kült filmler arasına yazdırmayı başardı. V for Vendetta öncesinde ve sonrasında yapılmış en az onun kadar kuvvetli alt metne sahip olan filmler ve film serileri var. Bilim kurgunun sıradışı dünyasını aksiyon dolu hikayelerle anlatan bu filmler, izleyenlere yalnızca keyifli vakit geçirmeyi değil; aynı zamanda bir fikir sunmayı hedefledikleri için öne çıkıyorlar. V for Vendetta sevenler için en az onun kadar güçlü alt metni olan filmleri listeledik. The Matrix Serisi Children Of Men Blade Runner Serisi District 9 Mad Max Serisi Watchmen Sin City Serisi Minority Report Twelve Monkeys The Hunger Games Serisi Simülasyon korkusunu başlattı The Matrix Serisi Tarih 1999 - 2003 Tür Aksiyon, Bilim Kurgu Yönetmen The Wachowski Brothers Oyuncular Keanu Reeves, Laurence Fishburne, Carrie-Anne Moss IMDb puanı Serinin yeni filmi The Matrix Resurrections için bekleyiş sürerken orijinal The Matrix üçlemesinden bahsetmemek olmaz. 2000’li yıllara girerken dünya çapında milyonlarca insanın aklına Aslında bir simülasyonda mı yaşıyoruz?’ zehirli okunu atan The Matrix filmi, serinin diğer iki filmi ile ilk filmdeki kadar büyük bir başarı yakalayamasa da alt metni olan filmler denilince akla ilk gelenlerden biri oluyor. Artık çocuk yok Children Of Men Tarih 2006 Tür Aksiyon, Bilim Kurgu, Gerilim Yönetmen Alfonso Cuarón Oyuncular Clive Owen, Clare-Hope Ashitey, Julianne Moore IMDb puanı Çocuk gürültüsünden rahatsız mı oluyorsunuz? Ya bir gün hiç çocuk doğmasaydı? 2027 yılında dünyanın en genç insanının 18 yaşında ölmesi ile insan soyunun kurumaya başlamasının anlatıldığı Children Of Men filmi, distopik bir gelecek çiziyor. Askeri bir diktatörlük haline gelmiş olan İngiltere’ye girmek isteyenler mülteciler arasında eski bir bürokrat ise hala bazı şeyleri değiştirebileceğine inanıyor. İnsan olmanın anlamı Blade Runner Serisi Tarih 1982 - 2017 Tür Bilim Kurgu Yönetmen Ridley Scott Oyuncular Harrison Ford, Rutger Hauer, Sean Young IMDb puanı 1982 yılındaki ilk filminden sonra ikinci film Blade Runner 2049 ile 2017 yılında izleyici karşısına çıkan seri, sıradışı bilim kurgu yazarı Philip K. Dick’in Android'ler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Robotların insanlarla iç içe yaşadığı ve hatta insanlardan ayırt edilemediği distopik bir gelecek çizen Blade Runner, her sahnesinde insan olmanın ne demek olduğunu sorguluyor. Uzaylılar azınlık olursa District 9 Tarih 2009 Tür Bilim Kurgu, Gerilim, Aksiyon Yönetmen Neill Blomkamp Oyuncular Sharlto Copley, Jason Cope, David James IMDb puanı Bilim kurgu filmlerinin genelinden farklı olarak District 9 filminde uzaylılar azınlıkta kalmış ve insanlar tarafından District 9 isimli bir bölgeye sıkıştırılarak gözlem altında tutulmaktadırlar. Zaman için bir banliyö haline gelen bu bölgede yaşayan uzaylılar, özel bir şirket tarafından sorgulanarak sırlarını açığa çıkarmak istenir. Gerekli olan şeyin uzaylı DNA’sı olduğu ortaya çıkınca, bir insanın kurban edilmesi gerekecektir. Amansız su savaşları Mad Max Serisi Tarih 1979 - 2015 Tür Aksiyon, Bilim Kurgu Yönetmen George Miller Oyuncular Mel Gibson, Joanne Samuel, Hugh Keays-Byrne IMDb puanı 1979 yılında yayınlanan ilk filmi ile başladığı yolculuğuna 1980’li yıllarda devam eden ve 2015 yılındaki Fury Road filmi ile hikayeyi taçlandıran Mad Max serisi, kıyamet sonrası senaryo olarak adlandırılan susuz kalmış bir dünyada geçer. İnsanların petrol için birbirine girdiği günlerden, gelecekte su için savaşlar çıkacağını öngören Mad Max serisinin her filmi insanın doğası üzerine derin sorgulamalar yapıyor. Bunlar bildiğimiz süper kahramanlara benzemiyor Watchmen Tarih 2009 Tür Aksiyon, Dram, Bilim Kurgu Yönetmen Zack Snyder Oyuncular Jackie Earle Haley, Patrick Wilson, Malin Åkerman IMDb puanı Alan Moore ve Dave Gibbons tarafından yaratılan aynı isimli çizgi romanın sinema uyarlaması olan Watchmen filmi, buram buram Soğuk Savaş esintisi taşıyor. ABD ile Sovyetler Birliği’nin her an nükleer savaş çıkarmaya hazır oldukları 1985 yılında bir grup süper kahramanın hikayesini izliyoruz. Ancak bu filmi izlerken emin olun, süper kahramanlara dair bildiğiniz her şey değişecek. Karanlık ve rahatsız edici Sin City Serisi Tarih 2005 - 2014 Tür Aksiyon, Gerilim, Polisiye Yönetmen Robert Rodriguez, Frank Miller, Quentin Tarantino Oyuncular Bruce Willis, Mickey Rourke, Jessica Alba IMDb puanı Frank Miller imzalı aynı adlı çizgi romanın sinema uyarlaması olan Sin City, ilk filminden yıllar sonra A Dame to Kill For filmiyle yeniden seyirci karşısına çıktı. Yönetmen üçlemesinden de anlayacağınız gibi Sin City karanlık, kanlı, rahatsız edici, heyecan verici ve tüm bunlara rağmen tekrar tekrar izlemek isteyeceğiniz bir hikayeye sahip. Suç dünyasına bir de bu açıdan bakmaktan keyif alacaksınız. Hangi sistem ne kadar doğru Minority Report Tarih 2002 Tür Bilim Kurgu Yönetmen Steven Spielberg Oyuncular Tom Cruise, Kathryn Morris, Colin Farrell IMDb puanı Ülkemizde Azınlık Raporu ismiyle vizyona giren bu adla tanınan Minority Report filmi, mistik dünyayı ve teknolojiyi başarılı bir şekilde harmanlıyor. Özel güçlere sahip olan kahinler, teknolojinin de yardımıyla cinayetler henüz işlenmeden fark ederler ve bu sayede suçlar önlenmiş olur. Bir gün bu sistem tersine döndüğü ve bu birimin şefi hedef haline geldiği zaman, yıllardır suçlanmış olan insanların masum olup olmadığı sorgulanmaya başlar. Asla bir akıl hastanesinde gelecekten geldiğinizi söylemeyin Twelve Monkeys Tarih 1995 Tür Bilim Kurgu, Dram, Gerilim Yönetmen Terry Gilliam Oyuncular Bruce Willis, Madeleine Stowe, Christopher Plummer IMDb puanı Tehlikeli bir virüs dünyanın dört bir yanına yayılmış ve milyarca kişiyi öldürmüştür. Geride kalan bir grup insan yeraltı sığınaklarında yaşamaya çalışmaktadır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ise bir zaman makinesi ile virüs yayılmadan yok etmektir. Bu deneye gönüllü olarak katılan eski mahkum geçmişe gittiği zaman kendini bir akıl hastanesinde bulur. Bir akıl hastanesinde gelecekten geldiğini söylemenin iyi bir fikir olmadığını ise yaşayarak öğrenecektir. Eğlence için ölümüne dövüşen gençler The Hunger Games Serisi Tarih 2012 - 2015 Tür Aksiyon, Bilim Kurgu, Dram Yönetmen Gary Ross Oyuncular Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Liam Hemsworth IMDb puanı Amerikalı yazar Suzanne Collins tarafından kaleme alınan aynı isimli roman serisinin sinema uyarlaması olan The Hunger Games, popüler kültüre damga vurmuş olsa da insanların bir gün eğlence amacıyla ölümüne dövüştürüldükleri bir dünya anlattığı için güçlü bir alt metin sunmaktadır. Kuzey Amerika’nın çöktüğü ve 12 eyaletin birbirinden sınıfsal olarak kesin çizgilerle ayrıldığı bu dünyada genç bir kız gerçek anlamda hayatta kalma mücadelesi verir. V for Vendetta filmini sevenler için en az onun kadar güçlü alt metni olan filmleri listeledik ve kısaca hikayelerinden bahsettik. Nasıl ki V for Vendetta maskesinin altında etten fazlası varsa listemizdeki filmlerde de aksiyon dolu sahnelerden fazlası var. 1 Konuya giriyorum, 16 yaşındayım erkeğim ve saçlarım uzun. Saçımı tararken vs. 3 4 tane tel geliyordu ben de merak ettim elimi saçlarıma daldırıp gezdirdikten sonra 10 kadar telin elimde kaldığını fark ettim. Sonra biraz daha abartarak elimle saçlarımı kolaylıkla yolabildiğimi fark ettim. Kuzenim 3. sınıf tıp öğrencisi testesteron seviyemin yüksek olabileceğini falan söyledi. Yanımda babam da vardı bunu duydu başladı "looynn voynn sen turna mı izliyon" falan dayım da duymuş gel seni pavyona götüreyim diye tutturdu işin cıvkı çıktı utanıyorum artık bu şakalardan. Sizce bu durumda ne yapmam lazım ve saçımın dökülmesinin testesteron ile bir alakası var mı? Son düzenleyen Moderatör 2 Ekim 2021 6 Öğrencisi testesteron seviyemin yüksek olabileceğini falan söyledi. Yanımda babam da vardı bunu duydu başladı "looynn voynn sen turna mı izliyon" O zaman benim kel kalmam lazımdı takma fazla. 10 Benimde saçlarım uzun. Bayağı bir dökülüyor. Ağladığımı hatırlıyorum. Ama arkasından yenisi çıkıyor.

v for vendetta 2 çıktı mı