NAxW. Oluşturulma Tarihi Ekim 07, 2003 0000Sevgili Güzin Abla, yazılarınızı yaklaşık 30 yıldır okuyorum. Çok da yararlanıyorum. Günümüzde sevgiye verilen değer neden bu kadar az?’’ başlıklı yazınızda okurunuz günümüzde insanların sevgiye pek önem vermediğinden yakınıyor, siz de verdiğiniz yanıtta buna kısmen burada okurunuza sormak istediğim birkaç soru var Sevgiden kastettiği nedir? Kendisi insanları seviyor mu? İçindeki sevgiden biraz bahsedebilir mi bize? Kendini ya da çevresindekileri seviyorsa, kendi için ya da esvdikleri için şimdiye kadar neler yaptı ya da yapıyor? Size de bir önerim olacak. Sevgi arayan bir insana iyi bir dilekte bulunmanız güzel bir şey ama, bunun nasıl olacağını ya da olması gerektiğini irdeleseydiniz bu genç okurunuza daha iyi yardımcı olurdunuz. Bu dostça eleştiriden ötürü bana kırılmayacağınızı umar, sevgi ve saygılarımı sunarım. Dr. Atanur Yıldız, Derince/KocaeliÇOK sevgili okurum, doğrusunu isterseniz gerek o okurumun yazısını, gerekse benim cevabımı biraz önyargıyla okuduğunuzu düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü eğer dikkat ettinizse, o gencecik kızımız, çevresindeki insanlara elinden geldiğince sevgi gsöterip, dertlerini dinlemeye, yardımcı olmaya çalıştığını, hatta onlar mutlu olunca kendisinin de mutlu olduğunu, buna karşılık kendisini anlayabilen, seven kimsenin bulunmadığından yakınıyordu. Belki siz dünyada çevresi, ailesi, çocukları tarafından sevgiyle sarılmış, şanslı insanlardan birisinizdir. Elbette mesleğiniz gereği çevrenize hem çok yararlısınız, hem de karşılığında büyük sevgiler ve minnettarlık görüyorsunuzdur. Herkesin de kendine göre çevresine yararlı olma çabası olabilir. Ama sizinki tabii ki çok başka. Ama siz de görmüyor musunuz ki, insanlar giderek maddiyata çok önem vermeye başladıklarından beri, manevi değerleri önemsemez oldular. Anne babaları yalnızca para kaynığı olarak görüyor, evlilikleri de daha çok maddi çıkar uğruna gerçekleştiriyorlar. Siz çocuğunuza daha bebeklikten itibaren sevgiyi öğretebilmiş bile olsanız, o bu sevgiyle beslenmiş bile olsa, karşısındakine sevgiler vermek için çırpınsa da zaman zaman sert bir duvarla karşılaşabiliyor. Ve çok mutsuz oluyor. O yazıda da belirttiğim gibi, benim yine de tüm umudum yürekleri sevgiyle beslenmiş insanlarda. Yardımlaşmak, birileri için çaba göstermek, dost eli uzatmak, bu kısacık hayatımızda iyilikleriyle iz bırakabilmek için çırpınan birçok insan var hálá. Ve bu insanlar sevgiyi de, yardımı da hiç karşılıksız verebilen insanlar. İşte her şeye rağmen, ben umudumu onlar yüzünden tümüyle kaybetmedim. Bu genç kıza da, işte bu umudumdan bir parça verebilmek istedim. Ama sonuçta, insanların yüreklerindeki sevgiyi giderek kaybettiklerini, bu sütunda yıllardır yazmakta olan, kısıtlı imkánlarla da olsa, hem çevrelerine hem de okurlarına yardım için çırpınan ben ve annem kadar hiç kimse bu kadar yakından izleyemez. Acı ama gerçek.
merhaba yine ben 10 gun kadar once kopegimle ne kadar sorun yasadigimizi ailemdeki herkesin bana karsi oldugunu anlatmistim 'delircem' basligi adi altinda sevgilimle o zaman konustugumuzda bana 15 gun icinde bu kopegi duzelt yoksa baskasina veririz demisti normalde cok hoslandigim bir sey degil fakat veteriner tavsiyesiyle valerian diye bir ilaca basladik bitkisel oldugunu ve etkisinin dusuk oldugunu soyledi sanirim 1 haftadir kullaniyoruz ve kopegim gozle gorulur sekilde sakinlesti normalde gunde 6 7 kere yatagin carsafini yorganini tamamen assagi indirim yatagi parcaliyordu bu sayi gunde 1 2 ye dustu ben de baya bir kopek psikolojisi okudum ve artik ne olursa olsun bagirmiyorum sadece sabit tutup ona durumlari sakince anlatiyorum evdekileri de daha az isiriyor daha sakinlesti gozle gorulur sekilde ilerleme kaydettik fakat yazin okul acildiginda ve tekrar sevgilimle kaldigimiz evimize dondugumuzde erkek arkadasim onu evde istemedigini soyledi durum su beni cok yordugu icin kopege kin tutuyor ve ona baktigi zaman ondan nefret ettigini soyluyor ancak kopegi duzeltmek icin bu kadar ugrasirken onun hala ters tepki vermesinden cok yoruldum kopegimiz daha 45 gunluk bir fareydi bize geldiginde ve su an 8 aylik bu kadar sure birlikte oldugu kopegi nasil silip atabiliyor anlayamiyorum kabul ettirmek icin ne yapmaliyim 45 CEVAP Ya biraz dik dur ya.. ona buna biseyleri kabul ettirmek icin kendini yirttin. Diyecegin tek sey var "BU BENİM KOPEGIM BENIMLE YAŞAMAK ISTEYEN KOPEGIMLE YASAYACAK" atma olaylarinin lafini bile yaptirmamalisiniz ama bence sizde ugrasmak istemiyorsunuz bahane ariyorsunuz. Verin su kopegi duzgun birine kurtulsun. İlac vermek nedir ya hayvan sakinlessin diye. Hayvan psikolojisiyle ilgili yorum yapmayacağım ancak başıma aynısı gelse ben erkek arkadaşımı sahiplendiririm d sizi ne kadar yoruyor olursa olsun siz bu hayvandan ayrılmak istemiyorsanız ayrılmazsınız. Kimse de size ayrılmanızı teklif bile edemez. Sizi yoruyor diye erkek arkadaşınızın kin tuttuğunu söylemişsiniz. Bana çelişkili geldi. Size bu kadar çok kıymet veriyorsa ne kadar üzüleceğinizi bile bile sizden hayvandan ayrılmanızı bekleyemez. Bence mevzular daha karışık. Bazı baskıcı aileler var ve mesele aile olsaydı çok bir şey söyleyemezdim ancak erkek arkadaşınızı ikna etmek zorunda değilsiniz. Şahsen hiç kimse için hayvanlarımdan vazgeçmem. Sizin de vazgeçmemenizi temenni ederim Bu iş böyle yürümez malesef haklısınız.. sevgilinizi sahiplendirmeniz gerek o canların da hisleri var onuru kırılabilir incinebilir üzülebilir belki istenmediğini hissetmiştir o yüzden hırçınlaşmış olabilir.. o erkek arkadaşınız olacak şahıs sizi seviyor ve değer veriyorsa sizin de üzülmenizi istemezdi böyle bir teklifte dahi bulunmazdı.. Tabi bu sizin anlatımlarınız .. bugün kin tutan yarın siz yokken işkence bile edebilir ki böyle olaylar çok yaşanıyor malesef.. Adam sevgilisi yokken evine giriyor kızın kedilerini hergün biri ölü bulunuyo evde adam hepsine ayrı ayrı işkence edip öldürmüş son kediyi öldürürken sanırım yakalanmış .. Yani kısaca hayvan sevmeyen insan da sevmez Ve hayvana merhameti olmayanın hiçbir canlıya merhameti olmaz.. Bir de yarın öbür yani misal oldu ya ayrıldınız pişmanlık yaşamaz mısınız o şahıs için o candan vazgeçtiğiniz için .. Benim eşimde istemiyordu. Kesin ve kati davran. Ezilip büzülme, yol orada de. Manyağa bak, düzelmezse köpeği verirmiş salak. Hayvan istenmediğini hissedip hırçınlaşıyor. Köpeğiniz bir odaya hapis yaşıyor. Kedi değil bu yoğun enerji ihtiyacı olan bir hayvan ve kedilere nazaran daha hassas karaktere sahipler. Oda da yalnız kalınca parçalıyor demissiniz önceki yazınızda siz onun yerinde olsanız, ufak bir odada koca bedeniyle parçalamaz mıydınız ortalığı? Şahsen ben parçalarım. Ayrıca beraber bir yola çıkarak sahiplendiğiniz bir canlıyı bir zorlukta canını, duygusunu hiçe sayarak vermenizi isteyen bir sevgili, erkek arkadaş ya da kendi kullanacağım tabir ile ŞAHIS.. Yarın bir gün bir zorlukta sizi de bırakır. Sahiplenmek kelimesinin anlamını hakkıyla yerine getirmek istiyorsanız birşeyler ile savaşın.. 4 yıldır beraber olduğum biri var ve kedime böyle bir şey söylese ayrılırım açıkçası. hayvana merhameti olmayan birinin lafına itaat edemem ama konu bu değil. köpeğiniz böyle davranışlar yapabilir. doğal olmadığını düşünüyorsanız da bir sorunu var demektir ve çözmek yine size düşer aslına bakarsanız. Öncelikle sen bir bireysin bunun farkına var, erkek arkadaşın senden üstün değil ve sen konu ne olursa olsun onun istediklerini yapmak zorunda değilsin. Biriyle bir ilişki yaşayınca kendi benliğinizi kaybetmeyin. Senin bu köpek için çabalamak istediğinin ve çabaladığının farkındayım ama sorularını okudukça hala erkek arkadaşın yüzünden bir tık ikilemde kaldığın çok bariz belli. Örneğin, 3 senedir birlikte yaşadığım erkek arkadaşım ilk tanıştığımız zaman kedilere elini bile süremeyen köpek görünce benim arkama saklanan biriydi. Şu an ben “kedilerimizi artık istemiyorum başkasına sahiplendireceğim“ ya da “kedilerimiz koltukları tırmalayıp parçalıyor, elimi kolumu ısırıyor, beni çok yoruyorlar, artık onları istemiyorum, atacağım” desem hiç arkasına bakmadan hepsini alıp gider ve ben bilirim ki onlara en iyi o bakar. Sen madem bu erkeği aynı evde yaşayacak kadar seviyor ve güveniyorsun aranızda hiç böyle bir konuşmanın yaşanmaması gerekirdi. Düzelt şu hayvanı değil de, köpeğimizin düzelmesi için ne gerekiyorsa yapalım demesi gerekirdi. Yani bilmiyorum bence bazı şeylerin farkına varman gözlerini açman gerek. Ona, köpeğinize bakınca nefret ediyorum diyen bir erkeğe karşı ezilmeye devam edecek, onun yüzünden ikilemde kalacak, rest çekemeyeceksen özür dilerim ama çok geç olmadan hayvancağızı başka birine sahiplendirmelisin... Tek yapman gereken sevgiline kapının yolunu göstermen. Ya biraz dik dur ya.. ona buna biseyleri kabul ettirmek icin kendini yirttin. Diyecegin tek sey var "BU BENİM KOPEGIM BENIMLE YAŞAMAK ISTEYEN KOPEGIMLE YASAYACAK" atma olaylarinin lafini bile yaptirmamalisiniz ama bence sizde ugrasmak istemiyorsunuz bahane ariyorsunuz. Verin su kopegi duzgun birine kurtulsun. İlac vermek nedir ya hayvan sakinlessin diye. epiglottis ağzına sağlık. Bir de işin şöyle bir kısmı var, bir köpeğin yapıcağı şeyler bellidir bunu almadan önce biliyor olmanız gerekirdi. Sizin yaptığınız bir anda 'hadi köpek sahipleneyim' diyip köpek sahiplenmiş gibisiniz. Bir köpeğin yapacağı şeyler bellidir bazı şeylere engel olamazsın. Burada ki asıl sorunlardan biri sizin hiç düşünmeden davranmış olmanız. Bir köpeğin MUTLAKA bir yerleri parçalayacağı kesindir bunu hiç mi tahmin etmediniz. Şimdi olan hayvana oldu. Sevgilinizin ' DÜZELT ŞU HAYVANI' sözü de beni benden aldı gerçekten nasıl bir düşünce tarzı bu nasıl bir yobazlık. Siz de hayvanları bu kadar seviyorsanız niye sözünüzün arkasında duramıyorsunuz hadi diyelim ailenize bir şey diyemiyorsunuz sizi sevdiğini iddia eden bir adam niye böyle bu konuda size destek olamıyor bu çok kişisel girmem oralara ama bir düşünün siz bu adamın karşısında neden hiç dik durmuyorsunuz şuan. Üzgünüm ama elinizde büyüdüğünü söylediğiniz bir cana "nefretle" bakabilen birine bence sadece köpek için değil; geleceğiniz için de güvenmeyi gözden geçirin. Her canın bir duygusu var; onlar çıkardan, art niyetten yola çıkarak hareketlerini belirlemiyorlar. Güvenmeyi, sevilmeyi, beslenmeyi ve şımarmayı istiyorlar hatta bunu hak ediyorlar. Sevginizi göstererek köpeğinizi eğitebilirsiniz, zorluk çıkaran davranışlarınızı düzeltebilirsiniz. Yapamıyorsanız bir uzmandan, veterinerden ya da hayvanlarla yaşamını sürdürenlerden yardım alabilirsiniz. Ama unutmamalısınız ki bu bir özveri gerektiriyor. Ailenize de sevgilinize de köpeğinizi ne olursa olsun sevdiğinizi, koruyacağınızı ve onun ömrünü sizinle güven içinde tamamlaması gerektiğini anlatmalı hatta net bir şekilde göstermelisiniz. Tabii siz de bunda kararlıysanız.... Belki köpek onu istemiyor??????? Kusura bakma ama benim sevgilim benim kedimi istemeseydi kendini kapı önünde bulurdu git başka yerde yasa derdim. Seni kabul eden köpeğin ilr kabuk etmeli. O yavru sana alışmış senden başka kim güzel bakar ona senin gibi kim sabırlı olur? Başkasına versen aklın kalmaz mi? Yazık etmeyin. Ya alışsın ya da eve gelmesin allah allah. Sende biraz dik dur sus pus kalma bu konuda ağırlığını koy Bence bu kadar üzerine gitmeyin arkadaşın.. O da çaresiz kalmış, belki basireti bağlanmış ve yardım istiyor. Sanki biz hayatımızın her dönemini sorunsuz mu geçiriyoruz.. Ben oldukça çabaladığını görüyorum açıkçası. Aile ile savaşıp, her an kendini mahçup ve sorumlu hissetmenin ağırlığıyla başa çıkmaya çabalıyor. Bir de üstüne köpeğinin sıkıntılarını gidermeye çalışıyor. E şuan evi de terkedemez, mecburi bir hayatın içinde. Üstüne de sevgilisi -yaşlar küçük- destek yerine köstek oluyor, muhtemelen gaza gelip.. Bırak terket demek bize kolay da biraz onun açısından bakalım... Çabalar eder, ondan sonra eminim en doğru kararı kendisi verir zaten. Bu kadar da kul köle olmayın insanların önünde. Bir omurganız olsun. Ay çok sinirlendim!! Yarın öbür gün ayrılırsınız olan köpeğe olur köpek psikolojisi okuduysanız biliyosunuzdur. Köpeğiniz golden sonuçta ev içinde enerjisini atamadığı için bunları yapıyor . Hiç taviz verme köpek için huzursuzluk çıkarcaksa gitsin zorla durdurmuyosun Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız. Üye Ol Giriş Yap
juna 13846116 1107 453 genelde hemen herkesin dilinin yandığı bu yüzden yoğurdu ya üfleyerek yediği ya da yoğurda töbe ettiği mesele. mesela bence iş bu raddeye geldiğinde çabayı karşınızdaki için değil kendiniz için gösterdiğinize ikna edebilirsiniz kendinizi. onurlu bir şey çünkü. töbe etmek biraz korkakça dolayısıyla bencilce.
İzmir Kemalpaşa''da yayın yapan Asya FM radyosunun konuğu, 1980''li yılların unutulmayan arabesk şarkıcısı Tüdanya programcı Enver''in sorularını yanıtladı. Samimi bir sohbet havasında geçen program yaklaşık bir saat sürdü. Tüdanya, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Kemalpaşa''da konser vermek istediğini, böyle bir orgazinasyonu Asya Radyo sahibi Suat Abdulhakimoğulları''nun yapmasın halinde memnun kalacağını yıllarda yıldızı parlayan arabesk şarkıcı Tüdanya'nın gerçek adı, Hatice Döngü. Söylediği "Seni sevmeyen ölsün" isimli şarkısı, 1980'li yıllarda dillere pelesenk olmuştu. Kaset piyasada dolaşmaya başladığında, kendisini bile hayrete düşüren bir şöhrete kavuşmuştu. Dillerden düşmeyen bu şarkısını, sonraları 40'tan fazla arabeskçi de okudu. Şarkının nakaratı, en coşkulu taraftar tezahüratlarından biri olmakla kalmadı, günlük dile de yerleşti.
platonik aldatmaca. hüzünlüdür, acı verir ama katlanır süratle sevmeye devam edersin; sonu derin depresyonlara kadar gider. layık olmayanı sevmemek, sevgiyi abartmamak lazımdır. profesyonel yardimi gerektirir. insanda saplantı haline gelebilen ve giderek sevgisinin yoğunlaşması haline dönebilecek durum bekklentisiz sevmeyi denediniz mi?hiç beklentisiz sevdiniz mi?yani "bugün telefon etmedi" demeden, "şu an nerede acaba?"diye kendi kendinizi yemeden, "yaş günümü hatırlayacak mıacaba?" diye bir beklenti içine girmeden...sevdiniz mi hiç?onun, size ait olmadığını kabul edip,onu özgür yaşamıile sevmeyi denediniz mi?yanındaki erkek arkadaşına aldırmamayı öğrenip ama aldırmıyormuş gibiyapmadan, gerçekten aldırmadan,"bitecekse biter , bunu ben değiştiremem, beni sevmeyibırakmasını değiştiremeyeceğim gibi" diye yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendiniziyıpratmaktan vazgeçebildiniz mi hiç?hiç beklemeden çalan bir kapıda,onu karşınız da görmek ne güzeldir bilir misiniz?beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden...ve beklemeden gelen bir "seni seviyorum" mesajınıntadına varabildiniz mi hiç?siz istediginiz için degil, o istiyor diye yapildi mi tüm bunlar? vebeklentisiz sevmenin tadina bakabildiniz mi hiç?"bugün beni hatirlamadi" yerine "hiç beklemiyordum,senin gelecegini" diyebilmek ne güzeldir oysa...onu bogmadan, kendinizi bogmadan sevebilmekne güzeldir... sahiplenme duygusundan uzak,sevmenin, sevilmenin tadina varabildiniz mi hiç?yapilmamis davranislar, söylenmemis sevgi sözcükleri ilekendi kendinizi ask çikmazinda kaybedeceginize,hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu?beklentisiz sevin...ben, beklentisiz seviyorum..."niye aranmadim" diye düsünüp kendini kendiniziyiyeceginize, hiç beklenmedik bir "seni özledim"mesaji ile aski yakalayin..beklentisiz sevin...ben, beklentisiz seviyorum...o, sizin sevgiliniz oldu için tapulu maliniz gibi, çantaniz, arabaniz gibidavranma hakkiniz oldugunu sevdiginiz, onun da sizi sevdigi için sevin...sevgiye karisan "beklenti" denen illetihemen silin askin ak sayfalarindan...göreceksiniz ki, o zaman ask, baska bir güzel...göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik...göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenindamaklarda biraktigi tat, yillanmis sarap gibi, beklentizehrine karismadan bir baska döndürüyor insanin basini..ben, beklentisiz seviyorum...onun nerede oldugunu merak etmiyorum..."beni bugün neden aramadi" diyegeçirmiyorum içimden, aramadigi zamanlarda...gelecege dair hayallerim de yok zaten...ben, sevgiyi yasiyorum...onun yanimda oldugu anlar o kadar degerli,o kadar kiymetli ki... gerçeklesmemis vegerçeklesmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anlari...beklentisiz seviyoruz...sevdigimiz için seviyoruz...hayalsiz, geleceksiz, beklentisiz... anlik seviyoruz...deneyin... beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün...beklentilerle bogdugunuz asklariniza aciyacaksiniz...can dundar sevmek bir alis veris degildir. icten gelir. karsilikli olmasi gerekmez. zaten karsiligi oldugunu bilmek varolmasina bir alis veris degildir. elde degildir. sevilmemeye dayanmak zordur. bu dunyada kendisine hapis bir vucut ve daha acisi bir ruhla, onu degistirmeden yasamak, onun yokolmasini bekledigin gune kadar, lanetlerin en garibidir, herkes bununla dogar. bir de bunun ustune, o hapis oldugun beden ve takintilariyla varolan ruhun icinde kendini sevmek, kendinle yasamak, alternatifi olmayan bir durumda elden gelen, onu sevmek, onunla yasamaktir. nasil yapmazsiniz ki? kendinizden baska yol mu vardir? ilerlemek tabi ki mubah, hatta farzdir, ama nereye kadar ilerleseniz de bazi huylar hayat sizin icin sizin icinizde devam eder, kendinizi bir sekilde sevmeyi ogrenirsiniz, baska alternatif yok, seversiniz, yasamaya devam etmek baska turlu ne mumkun?ve baskalarini da seversiniz, nasil sevmezsiniz ki? bu dunyanin kalles yalnizliginda tutunacak bir dal bulmak zaten yeterince zor, o dala elini uzatmak buyuk cesaret, bir de o tutarsa, ya tutarsa, ne yaparsiniz bu kadar mutlulukla?ama iste her zaman mumkun degildir tutunmak. tutunamayanlar genellikle akip giderler o nehrin icinde, bir sekilde denize karisincaya kadar ruhlari. bilmezler aslinda farkli maddeden olduklarini, isteseler de de butun bu karisiklik icinde sevmeyi secmek, sevmeyi sectigin tarafindan secilmemek ne kadar acidir. bunu bilmek nasil bir izdiraptir, kabullenmek, o kisinin istemedigini, sevmedigini, bunu kabullenip bir de ustune sevmeye devam edebilecek cesaret yoktur ki kiside. nasil olsun? hayat yeterince zor, zaten aci icindeyiz. bir de bu aciya ne gerek var? hayat devam etmeli, ve hepimiz icin devam eder zaten, etmeyebilir mi?sadece iste, bazen, bir kisi cikar da soyleyiverir bunu "sevilmeme gerek yok sevmek icin, ben seni sevdim, seni.. beni sevmeni degil". bunu diyebilmek nasildir acaba? cesaret ister, aciyi goze almak ve hatta aciyan yaralara tuz basmaktir. mumkun bile degildir belki. ama iste yapanlar sevdiklerine hayattaki en guzel iltifati ettikleri, onun acisini ona bile sezdirmeden yasarlar, karisincaya kadar ruhlari, bir gun herkesin karisacagi denize. bile bile acı çekmek hayatının o bölümüden zevk aldığını sandırır ama aslında hic zevk birini gözün görmez.bkz gecmeyen ask acisi seven kişiyi çok üzer. ama aşk acısından da vazgeçemez, sevmekten vazgeçemez ve bu bir saplantıya dönüşür. sevdiği kişinin başkasını sevdiğini görmesi olasıdır. ancak burda unutulan çok önemli bir nokta, sevilip de sevmeyen kişinin de en az seven kadar acı çektiğidir. hele bir de sevdiği birisi yoksa. beraberinde büyük bir kaybetme korkusu ile gelişir. bu iki öge biribirini besler durur. kaybetme korkusu arttıkça bağımlılık ve elde tutma çabası da artar. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
seni sevmeyen biri için çabalamak